Bu yazıları okuyup da, Kames kullanmamış olan var mıdır acaba? Ama 7 katlı, ama 8 katlı, en son abartıp 15 katlısını bile çıkarmışlardı sanırım.
İster tek kale maç yapıyor olun, ister "alman kale", ister "japon kale", ister işin artık cılkını çıkarıp "gol atan kale"! Hepimiz bir ünlü futbolcu seçtik, o olduk, bir yandan maçı sunduk, bir yandan top oynadık, nefesimiz yetmedi haliyle.
Plastik toptan futbol topuna geçişi öyle kolay olmadı bizim kuşağın. Tozlu sokak aralarında futbol oynama zevkine erişen belki son kuşak olarak, "Geoid" şekilli plastik toplarla başladık top tepmeye. Anca mahallede hali vakti yerinde birileri olunca, onların çocuğunun meşin topu olurdu, o zaman da o çocuğa bağımlı kalırdık. Ödümüz kopardı tatile gidecekler şehir dışına diye. Seneler sonra yetişti imdadımıza Kames adlı marka. Plastik toptan daha sert ve daha yuvarlaktı. Böylece anladık ki, aslında topa "Ruben Sosa" falsosunu, çok da istemli bir şekilde vermiyormuşuz.
90'ların sonuna yaklaşınca, birden azalmaya başladılar, biz de zaten artık halı sahaları, Mikasa topları tercih etmeye başlamıştık, büyümeye ve sokaklara sığmaz (hem boyutsal, hem ruhsal olarak) olunca..
Şimdilerde merak ediyorum, ne oldu Kames'e? Vahşi düzene yenik düşmüş olduğunu tahmin ediyorum. Adidas bi kontrat yapsın, 3 çizgili toplar ürettirsinler bari Kames'e, peynir ekmek gibi satmazsa bırakıyorum bu işi.. Sırf ben alırım iki üç tane, hiç olmazsa çoluğum çocuğumla oynarım yarın öbür gün pikniklerde!
ps: resim için Burkay'a sonsuz teşekkür..
dwf
12 yorum:
barizzio ilkokul hayatımın rengiydi kendisi..yağmur, toz, toprak durduramadı beni..o kadar çok oynadımki bu topla her oranda falso verebiliordum artıkk.. düz de vurabiliyordum kendisine yalnız şu zamanların revaştaki topu adidasın titrek giden topları gibi giderdi..:)
ilkokul bitip İran'a gittiğimde bi kat daha anladım önemini bu meretin..orda toplar sert plastikten olurdu...1 tanesi çok hafif olurdu,birini ortadan yırtıp başka bi tanesini ortasına koyardık..ama orta kafa gol combosunu yapmak biraz yüzük istiyordu..
bileğime bu kadar güveniosam bu topa vurmaya istediğim yere atmaya çalışmamdandır...
heyy gidi günler heyy....
Hocam senin teknik kapasiten ve futbol yeteneğini bizimkilerle karşılaştırma.
Bizim falso veremeyişimiz "pis burun" dediğimiz vuruş stili(?)nin istemli hareketlere izin vermeyişiyle de ilgiliydi zaten!
Bakkallarda, kocaman bir filenin içinde yığılı olurdu bunlar. Bazan biri bitmeye yakın, yeni file gelirdi, biz hep yeni fileden almaya kasardık bi şekilde. Gelir mi o günler bir daha..
Valorem
hojamm yeri gelince pis burun vuran arkların möhteşem gollerine de tanık olduk..(misal: halil papanoire) eş dost oldu biras ama..:)
topu alirken yamuk olup olmadigini anlamak icin ilginc bi yontemi vardi topu alir kendi etrafinda dondurerek havaya firlatilirdi:) testi yapan kisinin elinin duzgunlugunden suphe duyulmamasida ilginctir:))
guzel yazi
trapano
topun resmi güzel ama bizim memlekete genelde turuncu ve yeşili gelirdi ulkersporun renklerinde
trapano
Haklısın,
Zaten 2 gün arayıp internette bulamayınca Burkay yetişti imdadıma. Bununla idare edin şimdilik.
top yalnız 2006 dünya kupasında kullanılan nike toplara benzio..:)
adamlar kaç sene önce keşfetmiş olayı...:p
bence bu top da 2006 uretimi caga uygun model:) eski toplarda oka benzeyen siyah centikler vardi sanki...
trapano
Bu topun peşinden koşarken kırdık kolumuzu. Unutulur mu be?
Ama hatırlayamadığım bişey var. Fiyatını hatırlayan var mı?
Abi galiba bugünün parasıyla 5 YTL civarı bi paraya denk geliyodu, pahalıydı yani.
Cam kırma ihtimali de daha düşüktü sonuçta meşin topa göre, o da avantaj.
Yorum Gönder