30 Haziran 2009 Salı

kardeşim pearce ve ismail köybaşı..

fotodaki adam manevi kardeşim stuart pearce..nam-ı diğer psycho..psycho'dan daha önce de bahsetmiştik bu blogda..ingiltere milli takımında capello'nun yardımcısı..capello'nun takımına kenardan ruh veriyor..güzel abim aynı zamanda ingiltere u-21 takımının da hocası..avrupa şampiyonasında mesut özil'in takımı almanya'ya 4-0 yenildiler..eurosport'da özetleri izledim, çıkardığım sonuç; pearce abim takımın sol bekini kendisi gibi manyak etmiş..2-3 dakikalık özette, zamanında hastası olduğum "sol taraftan taç çizgisine paralel uzun top"lardan tam 3 tane izledim..nadir gelişen osasuna pardon ingiltere ataklarında hep soldan atılan paralel uzun topların imzası var..manyak adam gittiği yere manyaklığı götürüyor işte..city'nin başındayken de aynı manyaktı pearce..artık elinde somut bi başarısı da var psycho'nun..akıllara zarar bi yarı finalden sonra tabi..kaç takım 70te 3-0 öndeyken penaltılarla zor bela maç kazanır..pearce'ın başında olduğu takımdan herşeyi bekleyeceksin..maçın sonucunu düşününce şaşırmadım..takımı son 10 dakikaya 2-0 yenik giriyorken ve kaleci gayet normalken (sakatlanma filan yok) durduk yere kaleci değiştiren bi adamdan bahsediyorum..ya da misal, sol bek 3 tane taç çizgisine paralel uzun pastan ikisinde hata yapsın, allah'ı gelse kurtaramaz o sol beki pearce'ın elinden..sağ bek bütün maç sıçsın sıvasın bi şey demez ama..deli adam nerden baksanız..pearce bi tarafa, aklıma beşiktaşın son transferi ismail köybaşı geldi..6,5 milyon euro + serdar kurtuluş..bu nasıl bi hayvanlıktır müdürüm afedersin??

senin araban hangisi wedo?



yetenekleri sınırlıdır ama saf olduğu için severim wedersonu, r.carlos geldiğinde saçlarını kazıtmıştı, sevilla maçlarında dani alves gibi yapmıştı saçları. sahanın heryerinden şut çekebilecegini kanıtladı oynadığı maçlarda. yeni sezon hazırlıkları başladı, o yine mutlu,yine gülüyor. sanıyorum bu adam böyle giderse fenerbahçede bırakır futbolu.

fenerbahçe'de bir antakyalı


Ayhan Tumani'yi bilenler genelde CM ve 3büyüklere bir türlü transfer olamayan gurbetçi olarak bilirler. Tumani'nin bir başka ve asıl özelliği antakyalı olmasıdır. 3büyüklerde mahmut uslu, haldun üstünel, levent erdoğan neyse hatayspor'daki karşılığı olan Ş.Akbay, yeğeni olan ayhan'ı hatayspor'a kazandırmıştı bir dönem. CM'deki özellikleri, transfer haberlerine göre her maç gol atmasını beklediğim Tumani biraz sakatlık, biraz da avrupa'da yetiştiği için antakyada homesick çektiğinden çok iyi bir performans gösterememişti. yalnız sert şut manyağı abimle yaptığı halısaha maçında abimi sert şutlarıyla öyle etkilemişti ki şimdi tumani desem cevap hazır: olum o herif nasıl sert çekiyor, kaleyi de tutturuyor, bi defa ayak koyayım dedim hemen geri çektim (ahaha abim vucut ve yetenek itibariyle keşfedilmemiş amerikan futbolcusudur, o korktuysa harbi serttir o şutlar). Herzaman sempatiyle baktığım antakyalı ayhanın fenerbahçemde çalışacak olması çok mutlu etti beni, hayırlı olsun ikimize de. buarada söylemeden edemeyeceğim ne güzel soyadtır o: tumani, tam futbolcu ismi. tamam benim soyadım çok sofistike ama tumani gerçekten güzel soyad.

27 Haziran 2009 Cumartesi

vince geldi, hido gider..

hido'nun yerine vince the prince..her fırsatta "bedeli ne olursa olsun hido'dan vazgeçmeyeceğiz" diyen magic yönetimi de sağ gösterip sol vurdu..bu takasla büyük mesaj hido'ya gidiyor..orlando tarafından bakılınca kadrosunda howard, nelson ve lewis gibi astronomik kontratlı oyuncuların yanına vince carter'ı eklemek hido'nun kontratı için artık hiç boş yer bırakmıyor malesef..onlar açısından hido'ya kontrat yapmak demek limitleri aşmış olmak ve 7-8 milyon dolar lüks vergisi ödemek demek..hido'nun kontratının 10 milyon civarında olacağı da düşünülünce orlando açısından hoş durumlar zuhur etmeyecekti zati..vince takasından önce benim düşündüğüm daha doğrusu umut ettiğim şey jameer nelson'ı takasta kullanıp hido'nun kontratı için boşluk yaratılmasıydı ama vince'ın gelişiyle bu umutlar da söndü..zira vince carter karşılığında new jersey'e tony battie, courtney lee (bu adamı da nasıl verirler anlamadım) ile birlikte kadrodaki 3 oyun kurucudan biri olan rafer alston'u da verdiler..rafer'in verilmesi demek de, nelson'ın takımda tutulması demek ki bu da kibarca "hidocuğum, valizini topla, kaç git" demek oluyor..hidayet açısından bakıldığında da en vahim olay; takımda kalması halinde bile carter'ın varlığında koç van gandi'nin süre konusunda ona fazla cömert davranmayacağıdır..bu da hido'nun en çok istemediği şey..hido da artık orlando'dan kontrat bekleyecek durumda değil..yoluna bakacak..onunla ciddi ciddi ilgilenen takımlar var ve bunların içinde nba'in en çok gelecek vaad eden takımı olarak gösterilen portland trail blazers var..zaten hido'yu ne derece çok istediklerini de sergio rodriguez'i sacramento kings'e gönderip salary cap'te yeterince boşluk açarak gösterdiler..peki hido-blazers doğru bi evlilik olur mu? bunun cevabını da nikah olsun öyle verelim..

26 Haziran 2009 Cuma

Efsane öldü


Benim için hep en büyüktü, uzunca bir süre de öyle kalacak. İki MJ zaten çocukluk kahramanlarımdı, bugün müzik bacağını kaybettik MJ'lerin.

Hakkında çıkan haberlere hiçbir zaman inanmadım, en azından inanmak istemedim. Son estetiklerine rağmen sevdim kendisini. Bir Dirty Diana, bir Beat it, bir Thriller kolay yapılmıyor; o bunlardan onlarcasını yaptı!

Toprağı bol olsun, tanrı ruhuna acısın..

25 Haziran 2009 Perşembe

shaq cleveland'ta..

shaq dun geceki takasla cleveland'a gidiyor..5-6 yıl önce olsa "süper, müthiş, fevkalade ohh bebeğim" derdik ama seneler geçti durum değişti tabi..hasan şaş'ın fenerbahçe'ye imza atması ne kadar sarsıcı olacaksa bu da o kadar olur işte..suns yönetimi shaq'a seni takasta kullanacağız diye sorunca amcanın cevabı muhtemelen "iyi ya bi sene de doğu'da takılıyım bari, zati lebron antremanlarda da aynı hayvan mı merak ediyodum" olmuştur..shaq'ın karşılığında suns'a ben wallace ve sasha pavlovic gidiyor..phoenix'in transfer politikası artık kimseyi şaşırtmıyor..wallace'ın da pavlovic'in de o takıma katacağı bi şey yok..yönetim mantalitesi yanlış bi kere.."yeter yıldırım demirören" olayı nerden baksanız..bu arada bu gece draft gecesi..1.sırada blake griffin var..takımı da la clippers olacak büyük itimal..benim adamım ricky rubio..güzel isimli ispanyol bi guard..badalona'da senelik 70 bin avro gibi komik bi paraya oynuyordu..badalona bu draft'tan kasasına temiz 10 milyon dolar koyar..ispanyol adaletsizliği bi yana, lig yeni tony parker'ını kazanabilir..draft gecesinde çok heyecan olacağını düşünmüyorum ama gecenin sonunda ilginç takaslar olabilir..göreceğiz..ben dönüp dolaşıp hasan şaş'a gelmek istiyorum yine..fenerbahçelilere galatasaraylılığı öğretmek istiyorum diye fenere imza atsa galatasaraylılar ne der acaba?

Gölgede & Güneşte Futbol


Güney Afrika Milli Takımı. Fotoyu görünce yine aklıma geldi. Ocak ayında yazmıştık, niyeyse seyirci profili pek sevmemişti, yorumlarda kavgalar çıkmıştı, nedense "futbol dilencisi" olmakla suçlanmıştık! Nihat olayı kesinleşsin de yazalım şuracığa, bi tane de bizden olsun bari.

23 Haziran 2009 Salı

Buyur burdan yak


Yazar değiliz, ama okur yazarız. Politikacı değiliz, ama amatör toplumbilimciyiz. Bazan kendimizi fazlaca önemsediğimiz olur, ama onu da gençliğimize ve heyecanımıza veriniz. 1 seneyi aşkın zamandır biz de varız bu ortamda, 2 sene kadar süredir de favorilerimiz hep spor blogları oldu. Kampanyayı gönülden destekliyoruz. Yaşasın alternatif medya araçları, yaşasın halka hak ettiği kalitede bilgi ve fikir vermeyi amaçlayan spor blogları, yaşasın blog kavramı!!


bize de ariel ortega bulaştırdı

Forma tevatürü




Resmi bir açıklama yok, ama Kartalizma adlı blogda gördüm, kardeşime haber vermeden arakladım, affetsin beni! Forza Beşiktaş'tan Deniz Sabuncu isimli arkadaşımızın tasarladığı formalar. Olur mu ne sanki. Artık biz çok sıkılmıştık Umbro'dan, Adidas yakışır.

Tim Henman


Geçen Burkayla Wimbledon üzerine yaptığımız sohbette (çok seviyeliyiz biz) hatırladık Tim Henman'ı. Kabarık yana taralı saçları (bu resimde traşlı hali var, aldanmayın) gözümüzün önünde halen, bu Oxford beyefendisinin. Hiç grand slam kazanamamış da olsa, Wimbledon'da 4 kez yarı final oynamış (herhalde Pete Sampras'tan onun kadar nefret eden bir insan yoktur dünyada), çimlerin "efendi"si olmuştur. Efendi adamdır evet, ama 1995 yılında bir Wimbledon çiftler karşılaşmasında, top toplayıcı kızın kafasına top fırlattığını da hemen ekleyelim siciline.
güzel yorumlara dayanamam osman aga
henman'dan laf açılmışken 2001 wimbledon'da goran ivanisevic'le yaptığı efsane maçtan bahsetmemek olmaz. hatta barizzio henman'ın sampras'a olan nefretinden bahsetmiş. bence henman hayatındaki en büyük öfke ivanisevic'edir. henman favori ivaniseviç'se yaşlı kurt esamesi okunmuyor. setler 2-0 henman lehineyken yağmur yağar ve maç ertesi güne ertelenir. o gün bence 60 set yapsalar 58'ini henman alırdı ivanisevic o kadar kötü durumdaydı. ertesi gün maç tekrar başlar ve (yamulmuyorsam) setler 2-2 di yine yağmur, yine erteleme. velhasıl ivanisevic oynadığı 4 wimbledon finalinden sonra ilk defa o sene şampiyon olur. gönülleri de fethetmiştir o henman zaferiyle. ardından hırvatistan'a döndüğünde milyonlar havalimanında karşılar ivaniseviç'i, hatta başbakanlarının karşılamada olduğunu hatırlıyorum o kadar büyük bir coşku yaratmıştır, biraz rocky havası olmuştur, zayıfın güçlüyü gururla yenmesi.üzerinde trafik kazasında ölen ünlü hırvat basketbolcu drazen petrovic'in forması vardı. şampiyonluğunu ona adamıştı. böyle güzel bir adamdı ivaniseviç. ("köşeli" adlı okuyucumuzun cümleleridir, çok teşekkür ederiz kendisine)

Bir sonraki sayıda: Martina Navratilova (!)

Onlar erdi muradına


Joe Cole ve "uzatmalı sevgilisi" Carly Zucker bu haftasonu evlendi. Kıyafetler süper. Evlilik mekanı: Royal Hospital Chelsea, biraz enteresan.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Galatasaray'dan sağ gösterip sol vurma klasikleri - 2


Galatasaray, 1 yabancı 1 de yerli stoper arıyordu. Yabancı için Neill, Senderos vs isimler geçerken yerli isim olarak Orhan Şam ve Ediz Bahtiyaroğlu'ndan öte gidilemiyordu. Ediz ve Orhan için en azından 2-3 M€ ve birkaç futbolcu verilecekti. Bunun ötesine geçti yönetim ve Servet'in Milli Takım'daki ekürisini bonservissiz aldı. Daha önceki postlarımda Fatih Terim'in Milli kadro seçimlerini beğenmediğimi söylemiştim zaten, şimdi Terim seçti diye Gökhan Zan, Kazim Kazim iyi topçu olmaz elbet. Ama Gökhan Zan, uluslararası tecrübesi en yüksek Türk defans oyuncularından biridir. Fiziğine göre yavaş değildir, misal Servet'ten daha hızlı döner beli ama Servet kadar yürekli de değildir. Topu oyuna iyi sokamaz, ama bunun bilincinde olup Servet gibi topu sürmeye de kalkmaz. Pozisyon bilgisine laf edenlere ise çok hak vermiyorum. Zira Zago-Ronaldo ikilisinden tek öğrendiğinin bu olduğunu düşünüyorum. Bu sene Fenerbahçe maçında Semih'e kaptırdığı toptaki hatasını saymazsak, sene boyunca ciddi hatalar da yapmamıştır.
En güçlü olduğu noktalardan biri ise karakteridir. İstanbul'a küçük şehirden gelen Anadolu topçularının aksine, hemen ailesini yanına yerleştirmiş ve memleketinden beraber aile kurabileceği bir kız ile evlenmiştir. Babasını erken yaşta kaybettiği için ailesine ve sakat kardeşine babalık etmiştir bunca zaman. Hiçbir gün ben doğuştan Beşiktaşlıyım demediği gibi hiçbir gün de ben doğuştan Galatasaraylıyım da demeyecektir. Tekmeye kafasını sokmayacak, müzmin sakatlıkları sık sık tekrarlayacaktır büyük ihtimalle ama birgün olsun taraftarla ya da takım arkadaşlarıyla ters diyaloğa girmeyecektir. Son şampiyon Beşiktaş'ın, son maçlardaki kaptanının kim olduğunu unutmamak gerek. Arkasından karakterine sallayacaklar en azından bunu düşünsün bir kere daha.
Gökhan ile ilgili yazacak çok şey var daha ve elbette ki yanına çok iyi bir yabancı stoper alınmalı ama kim derdi ki Şeva Şehidi Servet'i 8.5 M€'ya satıp arkasından ağlarken Stuttgart Kaptanı, Portekiz Milli Takım topçusu Meira'ya verilen 6.5 M€'ya göbek atacağız diye..
Gökhan Zan vs Bora Zan

FC Tobol


Galatasaray'ın Europa League 2. ön eleme turundaki rakibi belli oldu: FC Tobol.

FC Tobol, 1967'de kurulmuş. Renkleri sarı-siyah. 8,000 kapasiteli bir statları var. 1992'de kurulan Kazakistan Ligi'ni hep 2. lik ve 3. lükle bitiren Tobol'un henüz şampiyonluğu bulunmuyor bu ligde.

Çok büyük sürpriz olur Galatasaray'ın bu eşleşmede zorlanması bile. 16-23 Temmuz'da, yaz ortasında kupa heyecanı yaşanacak, iyi tarafından bakarsak! Hayırlı uğurlu olsun.

Dünya şampiyonu demişsin ama..


Dünkü maçtaki İtalya rezaletinin üzerine (anasını satiim Brezilya hiç top oynamadan kazandı sanki, çocukların emeğine saygısızlık oldu biraz) forum ortamlarından bir klişeyle yorum yapalım:

-Dostum Dünya Şampiyonu demişsin ama bu kız zenciii!

19 Haziran 2009 Cuma

İşler kesat

Transfer piyasası olsun, spor dünyası olsun, pek bi haber yok şu günlerde doğrusu. Ben de böyle bir post gireyim dedim. ilginizi çekerse diye!

Model: Bontoni Ambassador

Fiyat: 1,195 $

www.bontoni.com

Model: Salvatore Ferragamo Andrea Lace-Up

Fiyat: 530 $

www.SalvatoreFerragamo.com

17 Haziran 2009 Çarşamba

KOCAMAN HOŞGELDİN


Fenerbahce transfere hızlı girdi, yönetim önüne geleni alıyor. Gerekirse kayseriden pastırma alır gibi olay yerine gidip alıp geliyorlar. türkiyede alınabilecek 2 isim vardı 2sini de aldılar: bilica ve Mehmet Topuz. Diğerlerine gelince, Bekir genç ve yetenekli olabilir, ama sürekli oynayamayacagı için Yasinden daha faydalı olabilecegini düşünmüyorum. Özerin ise çok gereksiz bir transfer oldugunu düşünüyorum. Verilen vaatler yüzünden vasatın üstü olan herkes fenerbahcede toplanıyor; farkı yine yabancılar gösterecek.

Yazının başlığına gelince, bence sezonun transferidir kralın dönüşü...abimle evin koridorunda oynadığımız "10da devre 20de biter" maçlarındaki Rıdvanın rakibiydi aykut. Kötü ayrılmıştı, dönüşü çok güzel oldu, çünkü ona öyle bir görev verildi ki hiç yıpranmayacak, hiç okların hedefi olmayacak, teknik kadrolar değişecek o kalacak, duruşu kirlenmeyecek, tıpkı Volkan Ballı gibi.
Ha o zaman niye geldi? geldi kardeşim! istiyorsa hiç bişey yapmasın ama kulubun efsane bir isminin kulupte aktif olarak durması bana keyif verir. bişeyler yapmaya çalışan rıdvan, oguz, hagi, rıza, bülent gibi harcanacagına, gözümün önünde dursun yav! teşekkürler aziz başkan ve yönetimi , hoşgeldin kral

16 Haziran 2009 Salı

Oha!


Fotoğraf Spoiler'dan. Şöyle yorumlamışlar: "Turkish football looks like fun!". Aslında çok haklı sayılmazlar, fotoğrafa aldanmamak lazım. Kimle münasebete giriyo orda Ernst? Selçuk mu?
sahilde cinsel ilişki

Boulevard of broken dreams


"Çok yaklaşmıştık ulan!"

15 Haziran 2009 Pazartesi

Yanılmak isterdim


Seride gönülden destekledim Orlando'yu. Çorbayla komşuya gitmedim ama highlightları izledim, yorumları okudum. Serinin başında yaptığım "Orlando'nun Florida'da 1 maç kazanacağı" tahminim tutmasa daha keyifli olurdu benim için.

Sevmem, ama öpeyim bari bükemediğim bileği. Muhteşem bir sezon geçirdi Kobe ve LA. Kobe maçların çoğunda, alıştığımızın aksine, Gasol, Odom, Bynum ve Ariza'dan önemli destek aldı. Mecal zorlayan noktalarda çok iyi takım oldular bu sene. Sonuç zaten rakipler için dramatik oldu.

Geçen sezon keyifle yazmıştım Boston'un şampiyonluk yazısını, tabi bu sezon neler olacağını iyi kötü tahmin etmişiz Wasted'la yine! Önümüzdeki sezonlara bakıyoruz.

12 Haziran 2009 Cuma

bir "Hurmacı" kaç topçu eder

Melih'in oğlu Ahmet'in DHA'ya yaptığı açıklamaya göre, Fenerbahçe ve Ankaraspor Özer Hurmacı transferinde sona yaklaşmış. Özer için para ve oyuncularda anlaşılmış ama tek sorun istenilen oyuncuları(ki bir tanesi (İlhan Parlak) sözleşmesi bitince kendisini yetiştiren Kayserispor'u yüzüstü bırakıp Fener'e kaçmıştı) Mehmet Topuz için Kayserispor'un da istemesiymiş. Haberde sözü geçen rakam ise şöyle:
Özer= 4M€ + Gökhan Emreciksin + İlhan Parlak

Şimdi eldeki diğer verilere bakalım:
Gökhan Emreciksin = 2M€
İlhan Parlak= 2006 U19 Avrupa Şampiyonası Gol Kralı

Özer= Ankaraspor'da geçen sene 22 maç oynamış 3 gol atmış hiç A Milli olmamış ve mevkisinde Kazım Kazım Kazım ile Deivid olan genç topçu
Yani;

Hiç A Milli olmamış genç topçu= 6M€ + 2006 U19 Avrupa Şampiyonası Gol Kralı
Bir ya da daha fazla yanlışlık var ama vardır Floventino Yıldırım'ın bir bildiği.
bu ne biçim toplama kampı

zeka, çeviklik ama ahlak

Trabzonspor Engin Baytar ile ilgileniyor, almak üzere vs. haberleri çıktı ayyuka. Nedir bu futbol takımlarının, "öncelikle karakterli takımın yapısına uygun adam alacağız" ayaklarının üstüne gidip dengesiz, karaktersiz, sorunlu adamlara merak sarması anlayabilmiş değilim. Kime ne hayır gelmiş bu oyunculardan, bilen varsa beri gelsin. Tesadüf müdür, Ceyhun Eriş'in gittiği her takımda kadro dışı bırakılması..
Celil tipi orta

Köln'ü taşıyabilecek hoca

Götz, Houllier derken Soldo olmuş Köln'ün hocası. Falco'nun Kiel'i Bundesliga'ya çıkarmadan ayrılmasına gönlüm el vermiyordu. Houllier'in ise Fransa Milli Takımı'ndaki görevini bırakıp Köln'e gitmesini aklım almıyordu. Soldo isabetli olmuş. Stuttgart'tan hatırlıyoruz onu. Kimbilir belki Köln'den sonraki durağı orası olur. Stuttgart'ta başarılı olanların nereye gittiğini yazmaya gerek yok zaten.
Bu arada resimde Soldo ortada duran uzun boylu oğlan, tanıyamayanlar için belirtmek lazım.

Lan Gaal

eski günlerin hatırına


La Gazetta Della Sport'taki habere göre Carlos Dunga, Kaka'nın transferini "big blow" olarak yorumlamış. Ama Milan'daki kankası Leonardo'ya, Kaka'nın yerine Sao Paulo'lu Hernanes'i önermiş. Hernanes'i tanımlarken de Gattuso'nun yüreği ve Pirlo'nun ayaklarına sahip demiş. Ben daha önce izlemedim Hernanes'i ve Youtube'dan topçu beğenmem. Ama referansı Carlos Dunga olunca bir videosunu ekleyim. İzlemiş arkadaşlar da yorumlarını eksik etmesinler.

link: http://www.dailymotion.com/relevance/search/hernanes+sao+paulo/video/x3342r_hernanes

Bu arada Fatih Hoca da şöyle bir yorum yapsa misal: Mehmet Topuz'da Emre Belözoğlu'nun karaktersizliği ile Tümer Metin'in karaktersizliği hatta Fatih Akyel'in karaktersizliği var. Tam uyuşmadı ama olsa da oldu olmasa da..
9 numara, çık olum resimden..

11 Haziran 2009 Perşembe

Pis 7'li




10 Haziran 2009 Çarşamba

Kırıcı

Yorumsuz

9 Haziran 2009 Salı

Zavallısın


Gitsen ne fark eder
kalsan ne fark eder
aldığın dolarlar
elbet bir gün biter....
beşiktaş çarşısı her şeye hükmeder, işte sen bu kadar zavallısın tümer
Sen bir Milan efsanesi olma fırsatını kaçırdın. Üstelik söylediğin onca sözden sonra. Yazık sana, kalıbının adamı değilmişsin.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Büyüğümsün abimsin


Adamım Rafa, ama en büyük halen sensin. Ne büyük bir onurdur, en büyük rakibinin senin için "seninle oynamak bir şans, bir onur" demesi. Büyüğümüzsün abimizsin cool adam!
fransa maçında neler oldu olum izleyen yok mu? bişiler yazın!..

5 Haziran 2009 Cuma

klasik yılan hikayesi


bana göre 3büyüklerin ilk 11inde direkt oynayacak süper ligteki tek türk futbolcu olan mehmet topuz fenerle beşiktaş arasında gidip geliyor. fener kayseri kulübünü, bjk mehmet topuzu tavlamış durumda; ibre fenerbahçeden yana gözükürken, mehmet topuzun dehşete düşüren açıklamaları var. sabah o açıklamaları izlediğimde "defol git lan" dedim, sonra bir bira açtım; "ulan yusufların emrelerin sergenlerin tümerlerin rüştülerin çocukluk takımları değişirken, mehmet topuzunki niye değişmesin?" diye düşünmeye başladım. Biraz daha sir matkap gibi düşünmeye çalıştım: yazık ulan adama! bjknın adamları bunun kafasını karıştırmış, bu açıklamalarla kayseriye emrivaki yapmaya, fenerbahçeyi de yıldırmaya çalışmış... tam adnan polatlık hareket! en son sir matkap'ın yine haklı oldugunu destekleyecek "ulan madem bjklıydın niye yıllardır 3büyükler diyorsun da beşiktaş demiyorsun" düşüncesi yerleşti kafama...
Sonra eski transfer savaşları geldi aklıma, eskiden daha bi atraksiyonluydu bu savaşlar; arabaya bindirilip kaçırılan selahattinler, havaalanı arka kapısından çıkarılan knuplar, tarıklar, orhan kaynaklar...
tek gerçek topuz Prof Dr. Ahmet TOPUZ

Galatasaray'dan sağ gösterip sol vurma klasiği: Frank Rijkaard

Bülent Korkmaz'ın istifa (!) haberi geldiğinde kesinleşmişti Galatasaray'ın bir teknik direktörle anlaşmış olduğu. Gece yarılarına kadar bilgisayar başında sayfa yeniliyor, gecenin bir yarısı son istihbaratlara göre Burkay ve Wasted ile kritikler yapıyorduk. Bu süreç dün bilgisayardan 1 saatliğine uzaklaştığım öğle arasında sona erdi. Galatasaray Resmi Sitesi, Rinus Michels ve Johan Cruyff ekolünün 3. halkası, Beguiristain'ın deyimiyle Cruyff'un sistemini mükemmelleştiren Frank Rijkaard ile anlaşıldığını açıkladı. Bu Galatasaray'ın geçen sene bütün basını atlatıp yaptığı harika transferlerden de öte bir hamle oldu. Zira herkes artık Schuster ve Ramos'tan dahi umudu kesmiş, internet siteleri İspanya'da Ersun Yanal ile görüşüldüğünü yazmaya başlamıştı. Bu transferi 2 yönlü incelemek lazım.
Taktiksel olarak bakarsak; Galatasaray'ın oturmuş bir futbol kültürü vardır. Taraftarın izlemeyi beklediği bir oyun şekli vardır. Bu kültür Derwall zamanlarından miras kalmış ve bunun dışına çıkmak isteyen hangi hoca olursa olsun her türlü başarısına rağmen benimsenememiştir. Galatasaray taraftarı takımının total futbol oynamasını ister, Üründül'ün deyimiyle bloklar arası bağlantının olmaması fikri bile rahatsız eder. Ama bu oyun şablonu içerisinde mücadele görmek ister. Bir yerde Bülent Korkmaz'ın ısıran Galatasaray'ıyla Skibbe'nin ayağa pas oynayan takımını beraber ister. Bunu Galatasaray en son geçen seneki Benfica maçında ortaya koymuş olsa da zirveye ulaştığı dönem Fatih Terim dönemidir. Rijkaard'ın Barcelonası'na çok uzak olmayan bir oyun şablonu kullanmıştı Terim. 200o yılında Galatasaray'ın UEFA Kupası Finalinde Arsenal'i yendiği maçtaki ilk 11 ile Rijkaard'ın Barça'sının 2oo6'da Şampiyonlar Ligi Finali'nde yine Arsenal'i yendiği maçtaki ilk 11'ini karşılaştırırsak: Taffarel (Valdes) - Ergün (Edmilson), Bülent (Marquez), Popescu (Puyol), Capone (Oleguer) - Suat (Van Bommel), Okan (Deco), Ümit (Van Bronckhorst) - Hagi (Roni), Arif (Giuly), Hakan Şükür (Eto'o).
Biraz kasılmış gibi görünebilir ama 2 takımın da sahaya dizilişlerini hatırlayanlar oyuncuları birebir eşleştiremese de bana hak verecektir diye düşünüyorum. Bugünün Galatasaray'ı da yerinde birkaç takviye ile o oyun sistemine kolaylıkla uyum sağlayabilecektir diye düşünüyorum. Zaten önemli olan sistem ve sisteme uyum sağlayacak oyuncular diyen Rijkaard bunun sinyallerini verdi yeterince.
Transferle ilgili 2. önemli nokta ise kişiliksel. Şöyle ki Galatasaray'ın finansal yapısının pek içaçıcı olmadığı biliniyor. Ancak bu sene içerisinde neticelenmesi beklenen Riva projesi ve 1 sene içerisinde biteceğine inandığımız Seyrantepe projeleri önemli finansal dönüm noktaları olacaktır. Rijkaard Galatasaray'ın bugününün bilinciyle gelmiş, ileriki yıllarda Seyrantepe'de keyifle izlenecek takımın başındaki hoca olmak için atmıştır imzayı. Bugününü kurtaracak oyunculardan ziyade ileriki yılların Galatasaray'ının temellerini atacaktır. Ayrıca Neeskens faktörü sayesinde, altyapıdan çıktığından beri sürekli geri giden genç oyuncuların (Aydın, Sabri) kendilerini geliştirmelerini sağlayabilecektir.
Çok umut dolu bir yazı gibi görünebilir ama satır aralarını okursanız öyle olmadığını anlayacaksınız. Zira taktiksel olarak Skibbe ve Bülent Korkmaz'dan çok çok farklı birşey ortaya koyamayacaktır ilk zamanlarında, o yüzden beğenilmemesi yüksek ihtimaldir (bkz. Fatih Terim ilk senesindeki TSYD kupası maçlarında Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan fark yiyen Galatasaray). Alacağı ücret sebebiyle beklentiler de yüksek olacaktır ama 2. paragrafta da belirttiğim gibi geleceğin Galatasaray'ının başına geçmiştir bugünün değil. Sonuna kadar Büyük Kaptan'ın arkasındayız pankartını açan Galatasaray tribünlerinin kaç haftada sabrının taştığını gördük daha önce.
Frank Riberkard

4 Haziran 2009 Perşembe

Seneye de beraberiz


Ntvmsnbc bu başlıkla duyuruyor Denizli'nin bırakacağı yönündeki tevatürü, yine kendisinin yalanlaması haberini.

Çocukluğumda her sene Çeşme'de yapardım tatilimi. Hemen hemen her gece Mustafa Denizli'yi görürdüm sahil civarındaki Çeşme barlarından birinde. Bambaşka takımların teknik direktörüyken bile bana çok "bizden" gelmişti, elinde birasıyla, çatallı sesiyle arkadaşına sakin sakin bir şeyler anlatarak, benimle aynı barda oturan adam. Şimdilerde tabii ki daha çok seviyoruz kendisini, hem futbol insanı olarak, hem adam olarak.

Çeşme halkının yoğun sevgi gösterileriyle karşılaşmış kendisi, orada yapmış açıklamayı da. Oradan bağladım konuyu, bi de Altay'a bağlanabilirdi belki, çok zorlama olurdu öylesi.
manah manah

3 Haziran 2009 Çarşamba

Uygun Tercih Daum


Neden uygun tercih? Daum yıllardır beklenen "avrupa'da kupa" hayalini gerçekleştirecek adam mı? Hayır. Ama Aziz Başkanın kongre için belirlediği "3yılda 3 şampiyonluk" için en uygun isim: Daum...Önümüzdeki 3 sezon kondisyon profesörü koch ile savaşan fenerbahçe vaadini yerine getirmiş olacak aziz başkan. Medya ile arası da düzelecek çünkü çıkan haberlere bakılırsa Şeytan veya Kralı sportif menajer olarak getirecekmiş ( alın size volkan ballı-aykut-daum-murat kuş herhangi biri arasındaki anlaşmazlık haberleri ). Transfer manyağı Daum ile kadro genişliği de olacak. Büyük konuşuyorum önümüzdeki 3 yılda fenerbahçe en az 2defa şampiyon olacaktır. Kaleci volkanı begenmeyen adamın yasin, can, ali bilgin, josico, maldonado, gökhan e. , selçuk'a ficken off çekeceğinden şüphem yok sağolsun...


Şimdi Galatasaraylı ve Beşiktaşlı okuyucularımızdan beklediğimiz soru: eee avrupa? arkadasım "kupa bizim şampiyonluk bizim" tişörtlerinizdeki şampiyonluk ve kupaları nerede aldığınızı sorarım.
burkit bilir ben alman severim ahaha

2 Haziran 2009 Salı

finali beklerken..

nba'de sezonun kralı için iki aday kaldı..ilk round perşembeyi cumaya bağlayan geceyarısı staples center'da başlıyor..playofflar başlamadan çoğu kişinin öngörüsü ve isteği nba finallerinde lebron-kobe düellosu izlemekti ama güzel adam stan van gundy'nin kaotik takımı ardarda önce garnet'siz boston'u sonra da "tek kişilik dev takım(!)" cleveland'ı sağlam serilerden sonra hayallerinden uzaklaştırdı..van gundy'nin öğrencileri bunları ne olduğu gerçekten anlaşılamayan ilginç bi kaos oyunu ile başardılar..nerden baksanız enteresan..20 sayıdan maç verip maç mı almadılar..zaman zaman boyalı alandaki dev yaratıklarını kullanarak pota altını mı karartmadılar, rakip potayı 3 sayı çizgisinin gerisinden bombardımana mı tutmadılar..gün oldu şut yüzdeleri dibe vurdu, gün oldu "yaratık" 2.periyodta faul problemine girip oyunu bıraktı..ama hiç yılmadılar..bi şekilde kazandılar..geçen sezonun şampiyonuna karşı da, ligin mvp'sine karşı da ayakta kalmayı başardılar..bütün bu kaosun içinde her zaman atacak bi kurşunları oldu..şimdi finaldeler..cavs serisinin 7.maçından sonra bütün oyuncuların ağzından çıkan tek cümle "bununla yetinmeyeceğiz" oldu..final serisinin kaderi magic'li oyuncuların bu hırsları kadar başka bir sürü değişkene bağlı elbette..genel olarak bakacak olursak; serinin popüler eşleşmesi kuşkusuz gasol-howard eşleşmesi..gasol'a karşı oynuyorsanız herşeyden önce sinirlerinizi sürekli kontrol altında tutmanız gerekir..cavs serisinde lebron'un hemen her penetresinde bi olay çıkaran howard bunu nasıl başaracak, hep beraber göreceğiz..howard'ın teknik faullerden dolayı ceza sınırında olduğunu da not düşelim..rakip lakers olunca orlando'da kilit oyuncular haliyle kobe'yi savunacak reddick, lee ve pietrus oluyor..bu adamların kazanmak için cavs serisindeki müthiş savunmalarını bu seriye de taşımaları şart..orlando'nun yumuşak karnı lewis'in savunması..bunu seri için düşünecek olursak, odom'un lakers adına neler yapabileceği..odom içine garnett ruhu kaçtığı zamanlarda durdurulamaz bi adam oluyor ve böyle anlarda karşısında lewis'in olması orlando adına doğrusu düşündürücü..iki takımın kenar rotasyonlarına baktığımızda terazi az farkla orlondo'yu gösteriyor..pietrus yukarıda da yazdım burda da belirleyici faktör..fransız, playoff'u playoff gibi oynuyor..herşeyden bahsedip mr.fourth quarter'dan bahsetmemek olmaz şimdi..hido'nun karşısında gerçek bi mr.fourth quarter var..orlando'nun, hido'nun kriz anlarında devreye girişlerine, taşın altına elini sokmasına, muhteşem clutch time performanslarına ve basketbol aklına her zamankinden daha çok ihtiyacı var..ben şahsen, üstüste iguodala, pierce ve lebron muharebelerinden alnının akıyla çıkmış hido'nun finale de damgasını vurabileceğini umuyorum ve sanıyorum..allah utandırmasın..lafı çok uzattım, kapanışta bülent uygun'a gönderme yapmasam olmaz şimdi..."şampiyon magic, birinci lakers; it is amazing" diyelim..

morg.çorbayı ısıt vakit geliyor..

Tanıdık simalar


Ben 7-8 tane bulabildim, yardım kabulümüzdür..

1 Haziran 2009 Pazartesi

Ne yaptın Roger?


Sadece anlatımdan takip edebildiğim bir Federer-Haas maçı oynandı bugün. Tekrarını seyretmek için sabırsızlanıyorum. Aslında başlığı ve resmi biraz da fake atmak için kullandım, çünkü bir önceki postumda, muhtemelen maçı Haas alır demiştim, çünkü o saatte Haas 2-0 öndeydi.

Ne var ki Federer maçı 3-2 aldı. Muhteşem bir geri dönüş!

Biz İzmir'deyken


Al Lee ile, çok sevdiğimiz arkadaşımız Tahsin'in düğününün cumartesi gecesi 20:00'da olduğunu duyduğumuzda kafamızdan aşağı kaynar sular döküldü. Ama boynumuzun borcu, gidecektik tabii ki. Karşıyaka-Alsancak hattında geçen bir haftasonunda neler kaçıracağımızın bilincinde, atladık gittik "güzel İzmir"e.

İşin futbol tarafı malumunuz, Beşiktaş'ımız, düğün boyunca dakika ve skor takibiyle yetindiğimiz 9 adet maçın sonucunda şampiyonluğa, o çok beklediğimiz ve istediğimiz, kavuştu. Galatasaray ve Fenerbahçe ise, son haftayı güzel skor ve iyi futbolla kapatarak sezon arasına moralli gitmekle yetindiler. Konyaspor, bilmemkaçlı averajla küme düştü. Şu işe play-off (play-out) sitemi gelse daha mı iyi olur ki? bence öyle olur.

Hasan Şaş da gitti. Galatasaray'da artık UEFA görmüş tek isim Bülent Korkmaz! Merakla transfer haberleri sayfasında F5'e basıp duruyoruz onun da akıbetini görmek için.

NBA ve BBL'de finalistler belli oldu, LA ve Orlando, Efes ve Fener finalde kapışacaklar.

Roland Garros'da çok sevdiğiğm Nadal ve Ivanoviç erken veda ettiler. Nadal, 5. kez katıldığı dev turnuvada ilk kez maç kaybetti! Artık Federer'in kazanmasını istiyorum, dev adam geri dönsün şampiyonluklara. Edit: Tomy Haas, Federer karşısında ilk iki seti kazandı, şişme ihtimali yüksek..

Ancelotti, Milan'dan ayrılıp Chelsea'nin başına geçti. Milan'da da koltuğa eski dev topçulardan Leonardo getirildi. Ancelotti'den ve Ancelotti'li Chelsea'den cacık olmaz, olursa lafımı yerim, tükürdüğümü yalarım, hiç problem değil! Milan'ın geleceğini ise, bu yaz çok hızlı geçeceğini düşündüğüm transfer piyasasından gelecek haberlere göre değişecek, konuşmak için erken.
***
Yazıma burda son verirkene, Madem Taso ile başladık yazıya, onun takımı olan ve Süper Lig'e çıkma şansını son anda yitiren Karşıyaka için bir tezahüratla bitirelim yazımızı:
***
İçtik kafamız güzel
Daldık yine hayallere
2012'de, Şampiyonlar Ligi'nde
Koyacağız Real Madrid'e
(Al bunu alamaz mısın melodisiyle)
uçan da kuşlara Barselona, biz karşıyakalıyız