Bülent Korkmaz'ın istifa (!) haberi geldiğinde kesinleşmişti Galatasaray'ın bir teknik direktörle anlaşmış olduğu. Gece yarılarına kadar bilgisayar başında sayfa yeniliyor, gecenin bir yarısı son istihbaratlara göre Burkay ve Wasted ile kritikler yapıyorduk. Bu süreç dün bilgisayardan 1 saatliğine uzaklaştığım öğle arasında sona erdi. Galatasaray Resmi Sitesi, Rinus Michels ve Johan Cruyff ekolünün 3. halkası, Beguiristain'ın deyimiyle Cruyff'un sistemini mükemmelleştiren Frank Rijkaard ile anlaşıldığını açıkladı. Bu Galatasaray'ın geçen sene bütün basını atlatıp yaptığı harika transferlerden de öte bir hamle oldu. Zira herkes artık Schuster ve Ramos'tan dahi umudu kesmiş, internet siteleri İspanya'da Ersun Yanal ile görüşüldüğünü yazmaya başlamıştı. Bu transferi 2 yönlü incelemek lazım.
Taktiksel olarak bakarsak; Galatasaray'ın oturmuş bir futbol kültürü vardır. Taraftarın izlemeyi beklediği bir oyun şekli vardır. Bu kültür Derwall zamanlarından miras kalmış ve bunun dışına çıkmak isteyen hangi hoca olursa olsun her türlü başarısına rağmen benimsenememiştir. Galatasaray taraftarı takımının total futbol oynamasını ister, Üründül'ün deyimiyle bloklar arası bağlantının olmaması fikri bile rahatsız eder. Ama bu oyun şablonu içerisinde mücadele görmek ister. Bir yerde Bülent Korkmaz'ın ısıran Galatasaray'ıyla Skibbe'nin ayağa pas oynayan takımını beraber ister. Bunu Galatasaray en son geçen seneki Benfica maçında ortaya koymuş olsa da zirveye ulaştığı dönem Fatih Terim dönemidir. Rijkaard'ın Barcelonası'na çok uzak olmayan bir oyun şablonu kullanmıştı Terim. 200o yılında Galatasaray'ın UEFA Kupası Finalinde Arsenal'i yendiği maçtaki ilk 11 ile Rijkaard'ın Barça'sının 2oo6'da Şampiyonlar Ligi Finali'nde yine Arsenal'i yendiği maçtaki ilk 11'ini karşılaştırırsak: Taffarel (Valdes) - Ergün (Edmilson), Bülent (Marquez), Popescu (Puyol), Capone (Oleguer) - Suat (Van Bommel), Okan (Deco), Ümit (Van Bronckhorst) - Hagi (Roni), Arif (Giuly), Hakan Şükür (Eto'o).
Biraz kasılmış gibi görünebilir ama 2 takımın da sahaya dizilişlerini hatırlayanlar oyuncuları birebir eşleştiremese de bana hak verecektir diye düşünüyorum. Bugünün Galatasaray'ı da yerinde birkaç takviye ile o oyun sistemine kolaylıkla uyum sağlayabilecektir diye düşünüyorum. Zaten önemli olan sistem ve sisteme uyum sağlayacak oyuncular diyen Rijkaard bunun sinyallerini verdi yeterince.
Transferle ilgili 2. önemli nokta ise kişiliksel. Şöyle ki Galatasaray'ın finansal yapısının pek içaçıcı olmadığı biliniyor. Ancak bu sene içerisinde neticelenmesi beklenen Riva projesi ve 1 sene içerisinde biteceğine inandığımız Seyrantepe projeleri önemli finansal dönüm noktaları olacaktır. Rijkaard Galatasaray'ın bugününün bilinciyle gelmiş, ileriki yıllarda Seyrantepe'de keyifle izlenecek takımın başındaki hoca olmak için atmıştır imzayı. Bugününü kurtaracak oyunculardan ziyade ileriki yılların Galatasaray'ının temellerini atacaktır. Ayrıca Neeskens faktörü sayesinde, altyapıdan çıktığından beri sürekli geri giden genç oyuncuların (Aydın, Sabri) kendilerini geliştirmelerini sağlayabilecektir.
Çok umut dolu bir yazı gibi görünebilir ama satır aralarını okursanız öyle olmadığını anlayacaksınız. Zira taktiksel olarak Skibbe ve Bülent Korkmaz'dan çok çok farklı birşey ortaya koyamayacaktır ilk zamanlarında, o yüzden beğenilmemesi yüksek ihtimaldir (bkz. Fatih Terim ilk senesindeki TSYD kupası maçlarında Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan fark yiyen Galatasaray). Alacağı ücret sebebiyle beklentiler de yüksek olacaktır ama 2. paragrafta da belirttiğim gibi geleceğin Galatasaray'ının başına geçmiştir bugünün değil. Sonuna kadar Büyük Kaptan'ın arkasındayız pankartını açan Galatasaray tribünlerinin kaç haftada sabrının taştığını gördük daha önce.
Frank Riberkard
11 yorum:
niye milana degil de size geldi bunu araştıracam, sonra yorum yapacam rijkaard için
trapano
ahaha cok sevindim bi apachi daha geldi cimboma.
@allee
çok heyecanlısınız yapmayın. okadar heyecanlısınız ki olmayan şeyleri görüp bi de birleştirmişsin: bülent ısıran futbol?
1.si bırakın artık şu 2000in ruhunu, o takımı kıyaslamayı 9yıl geçti abi. çok güzel bi anı okadar. büyük takım deilseniz bile büyük gibi davranın.
2.si barçadaki başarılarında onun katkısı oldugu düşünülseydi rijkaard barçadan gönderilmezdi.
3.sü rijkaardın önceki maceraları hep hüsran
4.sü adnanla haldun transfer bombaları patlatamıcaklarından rijkaarda kamuflaj yaptılar ama hoca-kadro dengesizliği ortaya çıkacak...
5.si sabri kaç yaşında? sabri-gelişim & sabri-yerinde sayma ?
6.sı zenciden t.direktör mü olurmuş
7.si skibbe-erturul-jöleyi rijkaard-alişan-kıvırcık saç olarak uyarlıyorum
trapano
1. Avrupa da kupa almadan benim kupam hakkında konuşma hakkın yok.ne kadar sevineceğimi sana mı soracağım?"biz kötüydük o yüzden BJK şampiyon oldu" diyen cahil topçunun seviyesine düşüosunn..
2. Adam barçada 5 sene TD lik yapmış..destur de...:)
3. önceki maceralarına nie takıldın anlamadım..:S zira hüsran dediğin yerden barça ya TD olmuşsa hüsranlığın derecesi nedir?
4. transfer dönemi bitmedi..böle bitse de bu kadro yine de alayına gider..
5. sabri------geç....:D katılmadan edemicem...
6. ırkçılık nie? arap deilmisin sen?
7. burun kılını kesmeyen TD ünüz vardı, hala konuşuosunnn..ha bi de konuşurken sürekli kulağıyla oynuodu...
burkay
@burkay
1) ömrünün sonuna kadar kutla sevin banane, ama artık gs kadrosunda o adamlardan eser kalmadı, ne diye rijkaardın barçasıyla fatih terimin gsyı kıyaslıyosun dedim alleeye...mantığını söyle tamam diyecem.
2)hüsranlık derecesi: sparta rotterdam 2.lige düşürmesi
3)bu adamın barçadaki yedeği iniestaydı, ayhanla alayına gitsin
4)arap faşistiyim belki...şaka biyana ırkçılık geyiğine..
5)skibbenin ertugruldan tek farkı jölesidir demiştim. şimdi de rijkaardın alişandan tek farkı kıvırcık saçları...topaç pardon metroseksüel olması kıllarını aldırması falan ilgilendirmez beni
6) mancini de interi 3defa şampiyon yaptı destttttturrrrr
trapano
"Avrupa da kupa almadan benim kupam hakkında konuşma hakkın yok.ne kadar sevineceğimi sana mı soracağım?"
ahahahahahah
kif
trap kardeşinho,
pek doyurmadı beni ama çabana hayran kaldımm..:)
alişan mancini rijkaard--> bunları nasıl aynı yorumun içine gömebildinn, muhteşemm ötesi bombastik...ne kullanıosunn ben de istiorumm...
özellikle mancini yorumunu yapma nedenini merakla dinlemek isterimm..
mancini fenerde midir?
mancini Barça çalıştırdı mı?
mancini hollandalı mıdır?
nie ona desturdur?
:D
ya aslında bişi yazma cidden.. ben sen sıraladın die sıraladımm öle geyik olsun maksadı güderek..şenay dudek...
burkay
yok yok daha açıklayıcı olmam gerekirse gerekeni yaparız( sen de biraz daha dikkatli oku ama::) )
mancini yorum nedeni: barçada 5yıl TDlik yapmak iyi TD olmak anlamına gelmez.burdan yola çıkarak interi 3 defa şampiyon yapmış mancini iyi hocamıdır sence? hatta inter tarihinin en iyi hocasımıdır? gsyına istermiydin?
asıl ben senin kullandıgından istiyorum çünkü alişan mancini rijkaardı sen biraraya getirmişsin:)
alişan-rijkaard benzetmesine gelince: TDlük bakımından rijkaardın alişandan tek farkı kıvırcık saçlarıdır dedim.(burda manciniyi bul, bulursan kork kendine).
gerisini zaten anlamışsın, doyurmamış olabilir ki bence kasıyosun :))
trapano
sevgili trap,
anlaşılan gerginliğin hala geçmemiş, nitekim açıklamalarında Rijkaard'ın başarısızlığına ve Barcelona'ya hiçbirşey katmadığına dahi yer vermişsin. Ne yazık ki yazımda da belirttiğim gibi Barcelona sportif direktörü Beguiristain senin gibi düşünmüyor. Rijkaard tabii ki başarısız olabilir. Ama bunun sebebi yetersizliği ya da kariyerindeki başarısızlıklar olmayacaktır. Zira küçük takım ve büyük takım hocaları farklıdır. Misal Fatih Terim Ankaragücü ve Göztepe'de dişe dokunur bir başarı elde edememiştir ama Galatasaray ve Milli Takım'da Türk Futbol Tarihinin en büyük başarılarına imza atmıştır. Keza Rijkaard Hollanda'ya inanılmaz güzel top oynatıp yarı finalde elenirken, Barça ile Şampiyonlar Ligi'ni almıştır ama Sparta Rotterdam'ı küme düşmekten kurtaramamıştır.
Galatasaray Barça karşılaştırmasında vurgu yapmak istediğim nokta ise senin için çok yabancı olabilir ve bunu anlamanı beklememeliyim belki de. Çünkü benim anlayışıma göre köklü kulüplerde yıllarca kolay kolay kaybolmayacak bir futbol kültürü vardır. Galatasaray hala Derwall devriminin türevlerini geliştirmektedir. Bunun zirvesini UEFA finalinde yaşadık ama her ne kadar şampiyon olsak bile Luce dönemini bir türlü içimize sindiremedik. Pek sevdiğin Rıdvan bugün Telegol'de de buna benzer olarak şöyle dedi: "Rijkaard kendi sistemini oyunculara uyduracaksa doğru takıma geldi. Orta saha elemanları gerçekten orta saha adamları. Barcelona’daki bildiğimiz şablonda oynayacaksa Lincoln’ün işi olmaz diye düşünüyorum. Baktığımız zaman da dünya futbolunda 4-3-3 oynayan takımlar liglerini forse ettiler; Beşiktaş, Manchetser United, Barcelona, Inter gibi. Glatasaray’ın genelde pasa dayalı bir oyun kültürü vardı Fatih Terim zamanından beri. Bu Rijkaard’a uygun. Ama Galatasaray’ın en büyük problemi; teknik direktörün kimin olduğu belli değildi. Haldun Üstünel mi, Adnan Sezgin mi, Kalli mi? Ama şimdi oyuncular karşılarında güçlü bir Rijkaard görecekler. Hiçbir yöneticinin de işine karışacağını düşünmüyorum."
Bu veriler ışığında bir daha oku derim yazımı. Benim derdim Galatasaray hala o kadar güzel top oynuyor Arda Messi'yi döver demek değil. Galatasaray'ın benimsediği ve başarılı olduğu oyun yapısının Rijkaard'ın oynatmayı tercih edeceği yapıyla uyumunu vurgulamak sadece.
Mehmet Topuz yazında Adnan Polat'la ilgili suçlamalarına ise katılmıyorum. Ama orada da gündemi dağıtmak istemiyorum. Sonuçta göreceksin ki Galatasaray sizin ve Beşiktaş'ın uğraştığı isimlere tenezzül bile etmeyecektir ve bu anlamsız topuz kavgasına dahil olmayacaktır. Bu yüzden Adnan Başkan yanlış örnek kalmaya devam edecektir.
Sevgiler
(mezuniyetini bilare ıslatalım Şen Büfe'de çayla mesela :)
trap bro,
alişan kim??
ben ciddi şarkıcı alişan sandım, artık sanırsam o diil..:D
hahahaa
burkay
PS: olsun sen yine de ne kullanıosan bana da ver...paylaşalım beraber olsunn...:)
öyle uzun cevaplarla yıldıramazsınız, kısa olsun ama içinde mantık zerreciği olsun... burkit demişti: abim konu gs olunca gözü dönüyor, saçmalıyor, düşünemiyor...
haklıymış:)
yazdıklarınıza buradan cvp vermeyi bırakıyorum:) şen büfede çayla demlenerek artık:)
trapano
Yorum Gönder