16 Ocak 2011 Pazar

#adnanpolatistifa

Öncelikle şehir efsanesi haline gelen bazı noktaları netleştirmek gerektiğini düşünüyorum.

-"Galatasaray zaten Ali Sami Yen'deki vecibelerini yerine getiremediği için stad elinden gidecekti biz yeni bir stad yaptık onlara"
Bunu diyen arkadaş Beşiktaş'ın ve diğer TSL ligi kulüplerinin yıllık kiralarını ne kadar düzenli ödeyebildiğini de açıklayabilir mi lütfen. Ayrıca Fenerbahçe'nin son zamanlarına kadar ne kadar süreyle idare edildiğini hatta stadın tapusunun olmadığı, Hisarüstü'ndeki evler kadar kaçak olduğu gerçeğini de eklerse sevinirim. Ayrıca madem ki kiracın yerine getiremiyor görevini, azıcık cesaretin var idiyse, oy toplamak için kömür dağıtmaya kadar düşmüş bünyene inat çıkarsaydın Galatasaray'ı Ali Sami Yen'den.

-"Galatasaray Spor Kulübü'nün bu stadın yapımında tek kuruş katkısı yoktur, devlet hayrına yapmıştır."
Ahanda saçmalığın daniskası. Galatasaray şimdiki stadından kat be kat değerli bir bölgeden vazgeçmiştir ayrıca azaltmış olduğu trafik yükü ve Seyrantepe'nin kalkınması açısından orada bulunmasının yarattığı sinerjiler göz önünde bulundurulduğunda devlet 1'e 5 kazanmıştır. Ama burada hata devletten ziyade, kendi finansmanını yaparak Ali Sami Yen arazisinden vazgeçmeden kendi stadını yapamayan sözümona Galatasaray'ımızın büyük yöneticilerinedir aslen. Böyle laflar yedirirler daha Sami Yen'den ayrılık gözyaşlarımız kurumadan.

-"Sadece metro maliyeti bile 130 mn $ civarındadır."
Tekrar yiyosa yapmasalardı metroyu da orada oluşacak trafiğin ekonomik ve sosyal etkilerini analiz etselerdi. İTÜ'de protesto edilirken de metro yaptık hatırınız için mi diyolar kafaya bak. Sanki beleş metro bu arada, yapılan yatırımın parasını ne kadar kısa sürede çıkaracağını ve maddi açıdan ne kadar karlı olduğunu görmek için benim kadar değerleme bilmenize de gerek yok zaten.

-"Stad henüz Galatasaray'a kesin olarak verilmedi"
Asıl yiyosa diye buna derim ben. Bugün Wasted kardeşim de dedi: Galatasaray sokakta oynasın biz kaldırımda destekleriz. Ama bizi orada oynatmamak yiyosa..

Şimdi bunları bir kenara bırakırsak, dün Galatasaray taraftarı stadına kadar gelen bir misafirine misafirperverlik göstermemiştir. Bu kısmı doğru değildir. Ama demokratik ülkelerde insanlar yönetimden memnuniyetsizse bunu bir şekilde gösterir. Ama yumurta, ama ıslıkla. Ama bunun üzerine camiamızı ve rahmetli eski başkanımız Özhan Canaydın'ı aşağılamaya kalkan zevat'ı protesto eden taraftarı çiğneyen bir başkan ve davetiyelerin karaborsaya çıkmasındaki emekleriyle de, Sefa kardeşine stada giriş ayarlayarak da rant sevdasını ortaya koyan "bağımsız taraftar grubu" çıkıp özür diliyor. AKP'li milletvekilinin biri Galatasaray taraftarına ana-avrat sövüyor. Galatasaray Başkanı, TFF Başkanı vs. stadı erken terk ediyor. Bütün bunlar olurken bir tane akl-ı selim Galatasaray camiası mensubu çıkıp bükülen boynumuzu yerden kaldıracak bir söz söyleyemiyor. Başkan olmasını çok istemiş olduğum Adnan Polat yönetimi altında gururumuz her gün biraz daha kırılıyor.

Galatasaray her geçen gün biraz daha sıradanlaşıyor. Bizim gibi bu takımı attığı goller için değil yansıttığı değerler için sevenler ise her geçen gün biraz daha yıpranıyor. Ve bilinsin diye söylüyorum hem başkanı hem başbakanı her gün protesto ediyor olacağım ben..

5 Ocak 2011 Çarşamba

Colin Kazım Türk olup adını Adnan Adnan yapacakmış

Bir nevi Faruk Gürsoy hareketi olur işte..

2 Ocak 2011 Pazar

çarşı


herkese selamlar..

askerlik zor zenaatmiş gerçekten. yokluk nedir, çarşı ne kadar kıymetlidir öğretiyolar sopayla..

kıymetini bilin "çarşı"nın..