Uzun zamandir post girmiyordum, hatta Hamburg maçinda Wasted ile yikildigimizdan beridir, ne spor sayfalarina bakiyordum ne de bloglara. Trapano'nun Ümit'li resmini bile yeni gördüm. Ama Cuma-Cumartesi-Pazar aksamlarimi Fenerbahçe, Besiktas ve Galatasaray maçlarina ayirdim. Fenerbahçe ve Besiktas yazacam biraz sonra da Galatasaray tabiki.
Fenerbahçe, Sivas-Sivas-Kayseri üçgeninde oynadigi ezici futboldan sonra Kocaelispor ve Bursaspor maçlariyla sezon basina döndü. Bu son iki maçin da kaderi hemen hemen ayniydi. Ilk yarida öne geçip uyutan ve son dakikalarda kalesinde gol gören Fenerbahçe. Halbuki biz Aragones'i öne geçtigi maçlari domine etmesiyle tanimistik. Öyle ki, uzun lig maratonunda yenik duruma düsmesi muhtemel Atletico Madrid'de dise dokunur bir basarisi olmamasina karsin, hiçbir maçta yenik düsmedigi Avrupa Sampiyonasi'nda eze eze sampiyon olmasi bu yapisina da baglanabilir. Özellikle Guus Hiddink'i mat ettigi Rusya maçi, Avrupa Sampiyonasi'nda teknik direktör galibiyeti olarak adlandirabilecegim en net maçti. Herneyse Ertugrul Saglam göreve geldiginden beri, Bursaspor'unun takim savunmasina fazlasiyla önem vermesi ki bu sayede Ömer Erdogan ve Mustafa Sarp'i yildizlastirmasi ama hücum varyasyonlarini (hali saha topçusu) Volkan Sen ve (3 güne bir Manu beni izliyor Arsene kapimda yatiyor diye aglayarak yetenegine yazik eden) Sercan Yildirim'a dayandirmis olmasinin etkisiyle ligin en az keyif veren takimlarindan birini olusturdu. Geçen haftaki Eskisehirspor maçinda Emre Toraman olmasa gol atamayacak olan Bursaspor, bu hafta Fenerbahçe'nin hücum etmeyip israrli davet etmesi üzerine gelmeye basladi. Yine de gole kadar Sercan'in çalimlarla getirip, Ilker Yagcioglu kivaminda ayagindan açtigi posizyon disinda net bir pozisyon yaratamadi. Bu arada Kayserispor ve Sivasspor maçlarinda son yillardaki en etkili futbolunu oynayan Emre'nin Türkiye'nin en az sevilen futbolcularindan biri olmasini degerlendirerek sürekli kizdirip yeni bir magazin haberi yaratmak için üzerine yüklendiler. Birsey çikaramadilar ama Emre de etkili olamadi maç boyunca. Kanattan bindirebilecek, Gökhan Gönül, Roberto Carlos, Ugur Boral, Gökhan Emreciksin hatta I.Gökçek Wederson gibi isimlere ve forvetinde Guiza gibi bir isim bulunan Fenerbahçe topu kanatlara istedigi gibi yayamiyorsa burada temel sorun topa basip, rakibi üzerine çekip bu isimleri kaçirabilecek orta saha oyuncusu azligidir ve antrenmanlarda kanat oyunlarina yeterince önem verilmemesidir diye düsünüyorum. Fenerbahçe Resmi Sitesi ise pizzayi getirdi ama pramosyonunu kendi yemis oldu bu haftasonu.
Besiktas - Sivasspor maçi bence bu haftanin en yüksek mücadele gücü ve en kaliteli maçi oldu. Patates tarlasi kivamindaki sahasinda top kayiplarina sik sik mahal verilen maçta, Mustafa Denizli Gençlerbirligi maçinda kendisine 3 puani getiren ekibi korumustu. Sivasspor ise 4-2-3-1'i tercih etmisti. Benzer oyun yapilarindaki Nonda ve Tum'u 10 numara pozisyonunda kullanan teknik adamlar beni sasirtiyorlar. Adam hem forvet olup hem de top kontrol edebilince 10 numaraya dönüsebiliyor bu memlekette. Zira Semih bile zorlanmisti birara 10 numaraya. Besiktas topu yere indirdigi her pozisyonda etkili oldu ama anlamsiz bir sekilde maçin 3'te 2'sinde topu fizik olarak kendilerinden daha üstün Sivasspor defansina dogru sisirerek harcadi. Holosko genis alan bulmakta sikinti yasayinca Bobo'ya da bekledigi destegi veremedi. Mustafa Denizli'nin Yusuf'u sol açik, Tello'yu sag açik yaparak, takimi orta yapmaktan öte içeriye dogru katetmeye ve sut çekmeye meylettirmesi dikkat çekiyordu. Öyle ki golü de soldan Yusuf'un kestigi topa şık bir vole çakan sagdaki Tello atiyordu. Ikinci yarida Mustafa Denizli Sivasspor defansinin arasinda harcanan Holosko-Bobo ikilisini oyundan alarak aralarina bomba olarak Nobre'yi sokup, ceza yayi sahasi disinda etkili olabilecek Delgado'yu oyuna aliyordu. Bu arada geçen sene bütün büyük maçlari kaybeden Bülent Uygun bu sene epeyce ders almis oldugunu gösteriyordu. Geçen sene herkese arkada bosluklar birakan Sivasspor bu sene 2. yaridaki Fenerbahçe maçlari disinda oyunu ortasahada tutmayi basardi. 2. yarida Kamanan ve Balili'yi oyuna alarak 4-3-3'e dönen ve yorulmus olan Besiktas defansini dagitmayi planlayan Sivasspor, bu sefer de her tarafa yetisen Ernst'i geçemedi. Maç iki tarafin da lehine sonuçlanabilirdi ama hakki beraberlikti gibi geldi bana.
Galatasaray için ise, hafta basinda bir dilek tutup gül agacina baglanmis skorlar vuku bulmaya baslamisti gibi geliyordu. Maçtan önce süper olacak bu hafta diyen arkadaslarima, önce yenmeliyiz sonra süper olur bu hafta diyordum. Nitekim üzdü beni Galatasaray. Maç boyunca saydim gol disinda 4 pozisyon olmus. 3'ü Galatasaray'in 1'i Eskisehirspor'un. Bu arada Riza'nin maç kazanmasi için magdur olmasi gerek, ya kirmizi kart ya haksiz penalti falan. Bu maçta 10 kisi kaldiklarinda "eyvah!" dedim. Korktugum basimiza geldi. Yukarida Ertugrul Saglam için söylediklerim Büyük Kaptan için de geçerli. Galatasaray Bülent göreve geldiginden beri pozisyon üretemiyor. Çok pozisyon da vermiyor. Ama saha içinde saga sola kosup hiçbirsey yaratamayan bir takim çikiyor ortaya. Bu maç ilk defa frikik organizasyonu yaptilar gerçi uzun yillardan sonra. Arda sordu topun basina gelirken ne yapalim diye Kaptan'a. Ayhan göstere göstere kaçarken sagdan resmen uyudu Eskisehirspor defansi. Ama gol çikamadi pozisyondan. Kewell 2. forvet gibi oynadi maçta. Hep merak ediyordum forvet ikilisi Kewell-Baros olsa nasil olur diye. Hala merakimi giderebilmis degilim ama Galatasaray'in hücumda en etkili oldugu maçlar Lincoln veya Arda'nin forvetin arkasina iyice yaklastigi maçlar oldu hep. Lincoln'den bahsetmiyecem çünkü herkes "çok dogrulari ve çok yanlislari" söyledi zaten. Ben sonuna kadar Büyük Kaptan diyorum. Kapali da Bordeaux maçinda açtigi pankartin arkasindaysa Büyük Galatasaray taraftari da öyle yapacaktir zaten. Kaptan, hata yapacak, yapacak ama sonunda ögrenecek. Ben de 2 senemi O'nun bize verdigi 30 sene askina verecegim gözüm kapali. Ama kanimca bu firsati vermeyecekler, sene sonunda görmek istemedigim bir isik (Luce) beliriyor takimin üzerinde. Zira Galatasaray'a Özcimbomlu Sezgin abi kadar faydasi olmayan Sezgin Adnan kimseye vermeyecektir basarili olma sansini. Eskisehirspor için söyleyecek çok birsey yok iyi mücadele ettiler. Taraftarlari için kendi sahasinda çok iyi ama deplasmanda yoklar deniyordu. Bu maçta tekzip etmis oldular kanimca.
Galatasaray için ise, hafta basinda bir dilek tutup gül agacina baglanmis skorlar vuku bulmaya baslamisti gibi geliyordu. Maçtan önce süper olacak bu hafta diyen arkadaslarima, önce yenmeliyiz sonra süper olur bu hafta diyordum. Nitekim üzdü beni Galatasaray. Maç boyunca saydim gol disinda 4 pozisyon olmus. 3'ü Galatasaray'in 1'i Eskisehirspor'un. Bu arada Riza'nin maç kazanmasi için magdur olmasi gerek, ya kirmizi kart ya haksiz penalti falan. Bu maçta 10 kisi kaldiklarinda "eyvah!" dedim. Korktugum basimiza geldi. Yukarida Ertugrul Saglam için söylediklerim Büyük Kaptan için de geçerli. Galatasaray Bülent göreve geldiginden beri pozisyon üretemiyor. Çok pozisyon da vermiyor. Ama saha içinde saga sola kosup hiçbirsey yaratamayan bir takim çikiyor ortaya. Bu maç ilk defa frikik organizasyonu yaptilar gerçi uzun yillardan sonra. Arda sordu topun basina gelirken ne yapalim diye Kaptan'a. Ayhan göstere göstere kaçarken sagdan resmen uyudu Eskisehirspor defansi. Ama gol çikamadi pozisyondan. Kewell 2. forvet gibi oynadi maçta. Hep merak ediyordum forvet ikilisi Kewell-Baros olsa nasil olur diye. Hala merakimi giderebilmis degilim ama Galatasaray'in hücumda en etkili oldugu maçlar Lincoln veya Arda'nin forvetin arkasina iyice yaklastigi maçlar oldu hep. Lincoln'den bahsetmiyecem çünkü herkes "çok dogrulari ve çok yanlislari" söyledi zaten. Ben sonuna kadar Büyük Kaptan diyorum. Kapali da Bordeaux maçinda açtigi pankartin arkasindaysa Büyük Galatasaray taraftari da öyle yapacaktir zaten. Kaptan, hata yapacak, yapacak ama sonunda ögrenecek. Ben de 2 senemi O'nun bize verdigi 30 sene askina verecegim gözüm kapali. Ama kanimca bu firsati vermeyecekler, sene sonunda görmek istemedigim bir isik (Luce) beliriyor takimin üzerinde. Zira Galatasaray'a Özcimbomlu Sezgin abi kadar faydasi olmayan Sezgin Adnan kimseye vermeyecektir basarili olma sansini. Eskisehirspor için söyleyecek çok birsey yok iyi mücadele ettiler. Taraftarlari için kendi sahasinda çok iyi ama deplasmanda yoklar deniyordu. Bu maçta tekzip etmis oldular kanimca.
Ligde henüz hiçbirsey bitmis degil. Iddiam devam ediyor, 5 maç üstüste kazanan puan farki koyar ki 3 büyükler de bunu yapabilecek güce ve tecrübeye sahip. Anadolu'dan sampiyon çikmayacak bu sene, çikmasin da zaten di mi Trapano..
Bu arada resim alakasız ama herkes yeterince mutsuz uğramış futbolcu resmi görmüştür bu haftasonu, bari bu acılı yazıyı güzel bir yere bağlayalım di mi. Ablamız schweinsteiger'in kız arkadaşı Sarah Brandner. Avrupa Şampiyonası izleme sebeplerimizdendi kendisi..
bu resim yüzünden vurulursam sorumlusu Melih Gökçek'tir böyle biline
8 yorum:
Fenerbahçe Resmi Sitesi ise pizzayi getirdi ama pramosyonunu kendi yemis oldu bu haftasonu.
Dostum, halen kızgınsın Hamburg sonrası fener sitesindeki harekete, aş bunları. Sen, amatör de olsa spor yazarısın.
Bir de, "zira" kelimesini bir çok kez yanlış kullanmışsın. "nitekim" ve "fakat" kelimeleri yerine, bilgine..
Faris
Sevgili kardeşim, yorumu ben yaptım Galatasaray Resmi Sitesi değil, o yüzden bu tarz takılmaların problem olmayacağını düşünüyorum. Bağımsız Bab-ı Ali'nin bir parçası olarak da görmüyorum kendimi "zira" :)
Bu arada eski türkçe'de "öyle ki" anlamında da kullanılan bir kelime ama TDK'ya göre çünkü anlamında kullanılması gerekiyor. Tavsiyeni memnuniyetle karşılayıp editledim yazıyı.
@allee
güzel yazı gerçekten şaşırdım:)fenerbahçeyi ve aragonyesi güzel özetlemişsin.tek eleştirim olacak bülenti sanki biraz az eleştirmişsin.
ASKER BÜLENT
*trapano'ya gelsin.
@adsız
abi bülenti sevmiyorum ben,ha küçükken gol attıgımda onun gibi selam verdigimi iddia edenler olabilir,inanırım:)kendine has gol sevinci olan abileri(mondragon ve n.kahveci hariç) takdir ediyorum ama bülenti sevmememe tepkini anlamış degilim bülentmisin askermisin?:)
Bülent'i derken Kaptan olan mı Asker olan mı Trap??
Al lee
abi düşündüm de ben hiç bir bülenti sevmiyorum askerini de kaptanınıda dönmesini de:)))
o nasıl mahal vermek Al lee.
Yorum Gönder