12 Ekim 2010 Salı

Avusturya-Belçika


Başlık biraz ilginç gelecek belki, ama Türkiye'nin maçına yazacak çok fazla şey bulamamışken, bir yanda grupta 2.lik için çekiştiğimiz 2 takımın maçı üzerinden yola çıkarak, bizle ilgili bir yazı yazmak istedim.

Al Lee kardeşim haftasonu içini döktü bizim takımla ilgili, bu nedenle onun lafının üstüne laf demem. Ama ne kadar katıldığımı en azından belirteyim buradan.

Velakin, an itibariyle, Avusturya da, Belçika da, bırakın 2 mağlubiyet alan takımımızı, diğer maçları kazanan takımımızdan bile çok daha iyi oynuyor. Hatta amiyane tabiriyle, "çatır çatır" oynuyorlar. Bu gruptaki geleceğimiz hakkında da kara kara düşündürüyor bizi. İsmini bile duymadığımız sübyan veletlerin, bazan da İngiltere'de oynayan abilerinin sahadaki hevesini ve yeteneğini görünce, bizimkilerin biraz yurtdışından (sadece büyük ligleri değil, anlaşılan bayağı bir yolumuz var) maç seyredip kendine gelmesi gerektiği konusu tekrar gündeme geliyor kafamda.
Buradan, dün izlediğim Avusturya Azerbaycan maçını 3-0 kaybeden Azerbaycan için "Avusturya'dan 3 yemek de kendi içinde başarılı bir tutumdur" açıklamasını yaptığımdan dolayı hem Avusturya'dan, hem Azerbaycan'dan özür diliyorum.

Biraz da Hamit ve Emre'nin açıklamalarını büyüteç altına almak isterim. Öncelikle Emre, bana kalırsa, hayatında yaptığı en samimi, en vizyon sahibi açıklamaları yaptı bugün maç sonrası. Maçın en iyisi olduğunu söyleyen muhabire (ki bence de öyleydi) golün de kendi hatasından dolayı yendiğini söyledi. Üstüne bundan seneler önce medyaya orta parmağını kaldırdığı günler sorulunca kendi hatalarını itiraf etmeyi bildi. Son olarak ve en önemlisi ise, artık fizik olarak süper durumda olmadığını, ve 2012 sonrasında milli takımda olmayacağını açıkladı. "Yeni bir nesil yaratılmalı" fikri hakimdi sözlerinde.

Hamit de benzer şekilde, suçlu aramak ve infaz gerçekleştirmektense, çok sayıda faktörden kaynaklanan bu mağlubiyetler serisinden "yeni gelecek genç arkadaşlara" ders niteliğinde bir yol haritası çıkarmak gerektiğini vurguladı.

Efendim Hiddink Sabriyi sol bekte oynatmasın, buyrun Hakan Baltayı oynatsın. Biz de sistemimiz ve yetenek havuzumuzla ilgilenmek yerine, Fatih Terim vs Hiddink dövüştürmesi yapalım kafamızda. Sonra da dönüp sağımıza solumuza bakıp, bir-iki ay önce dünya şampiyonu olan arkadaşların, 10 sene önce uzayda değil, aynı takımın U19 takımlarında oynadığını hatırlayalım. Üstüne bizim 10 sene önceki U19 takımımızın da süper olduğunu hatırlayıp düşünelim: biz nerede yanlış yaptık?

ps. biraz fazla içmiş olabilirim, bu nedenle konu bütünlüğü saçmaladıysa affola..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

bence başlığı are you k(h)idding us diye değiştir bariz :) are you player gibi :)

w.t

Adsız dedi ki...

bence sen kelime oyunlu akıl vereceğine kendini derslerine ver de iki yazı yaz

allee

Barizzio dedi ki...

Espiri güzel, ama bence bundan bile kötü başlık oldu kardeşim :)
Sevgilarimle..