4 Şubat 2010 Perşembe

Spondilolistezis*


Böyle yenildigimiz maçlardan sonra yazi yazmak için sakinlesmeyi bekliyorum mütemadiyen. Dün maçi Wasted ve Bariz kardeslerimle birlikte izledim. Yillardir izledigim en kötü maçi denk getirmemiz talihsizlik olmus biraz. Sonra Ali Sami Yen'i ne kadar özledigimi fark ettim yine.
Ama tek özleyen ve ihtiyaç duyan ben degildim Ali Sami Yen'e. Transferler üzerine yazdigim yazida da söylemistim bu takimdan hemen bir uyum beklemek hayalciliktir diye. Herkesin yildiz kabul edildigi takimlarda da takim olgusunun oturmasi ciddi sikintidir. Burada bütünlestirici etkiyi önce teknik heyetten ama sonra ve daha önemlisi taraftardan edinmesi lazim takimin. Hücum futbolu oynamak isteyen ancak hücum hatti komple yenilendigi için bir türlü kordine olamayan bu takimin en büyük dezavantaji ardarda deplasman maçlarina çikacak olmasidir. Ali Sami Yen'deki ilk lig maçinin 25 Subat'ta oldugu göz önünde bulunduruldugunda bu da çok sikintili bir döneme girildiginin sinyallerini veriyor yeterince.
Dünkü maça gelirsek, Galatasaray'in sezonun en omurgasiz futbolunu oynadigini söyleyebiliriz. Topu oyuna degajdan baska bir sekilde sokamayan kaleci Ufuk'la basliyor omurgasizlik. Ufuk sisirince topu kim alacak orta sahada orasi bilinmiyor tabi. Bilinmeyince de elindeki topu tek kollu canavara atiyorsun kirazlar çiksin diye. Hadi diyelim ki vazgeçti Ufuk topu oyuna sokmasi için önündeki 4'lüye vermeye karar verdi. Oyun defanstan kurulacaksa, pasin verilmesi gereken oyuncu tandemdeki ikiliden biri degildir. Bekler iyice açilirlar top kalecideyken ve oyun kenardan baslatilir. Daha sonra yakinlasan orta saha oyunculariyla üçgenler kurulur. Hakan Balta ve Sabri varken bunu nispeten uygulayabilirdi takim belki. Ama ters bek oynamaya bir türlü alisamayan (bu seneki formuyla sag beke de alistigi söylenemez ya) Ugur kuramiyor orada oyunu. Emre Güngör ise uzun ve isabetli pas biliyor ama paslasarak çikmayi bilmiyor belli ki. Nerden bilsin ki daha önce pek oynamamis kanatlarda. Mecburen defansin ortasina veriliyor top. Defansin ortasinda iki adam var. Bunlardan Servet olani için bugün takip ettigim baska arkadaslar da yazmislar yeterince. Mevzu hatali pas vermesi degil sadece. Dogru sayilan paslarini bile öyle bir siddette ve zamanlamayla atiyor ki Servet, topu alan oyuncunun kontrol etmesi sikinti oluyor, karsi atak oluyor. Ayrica gereksiz top sürmelerini ve uzun ara pasi denemelerini saymiyorum bile. Neill'e gelirsek bir Pope, bir Marquez olmadigi çok açik. Eger takima uyum saglarsa Lugano olur en fazla ki bana o da yeter zaten. Neill öyle defansin ortasindan kuramiyor oyunu. Halbuki alisik oldugu yer olan defansin ortasinda oynasa belki basta da dedigim gibi oyunu daha rahat kuracak Galatasaray.
Kuracak dedik ama nasil kuracak. Takima katkisi tartisilamayacak bir Mustafa Sarp var dogru. Ama bu Sarp topu düzgün kontrol bile edemiyor. Ayrica defalarca söyledik defansa yaklasip oyunu açmaya çalismiyor. Eskiden Ayhan yapiyordu o isleri. Artik o da yapmiyor. Ne mücadele ediyor dogru düzgün ne de hücuma katki yapiyor. Oyunu iki yönlü oynuyor derdik artik iki yönünü de oynamiyor. Neden oynamiyor orasi arastirilmali iste. Niye bu kadar isteksiz Galatasaray orta sahasinin kalbi bunu yogunlasilmali biraz da. Defanstan orta sahaya aktarilamayinca bir türlü forvete de akamiyor ki top. Tek bir atagi bile olmadan bitirdi takim koca maçi.
Bir de bunlara sene basindaki hücum 4'lüsünün (Arda,Kewell,Baros,Keita) Keita haricinde 2. senelerine birlikte girdiklerini göz önünde bulundurmak lazim. Ikinci yari basindan beri ise yok artik böyle bir forvet düzeni. Ama Jo var, Gio var artik. Gio hakkinda konusmak için henüz erken. Messi mi olacak Ibrahim Akin mi görecegiz hep birlikte. Ama Jo, Baros'un boslugunu kapatabilir bu takimda. Hareketliligi, topu ayagina alir almaz içeri katetme istegi çok ümitlendirdi beni. Yaziyi kaptansiz bitirmemek lazim. Arda Turan iyi basladi ikinci yariya. Bu maçta da ne yaptigini bilen az adamdan biriydi. Golü ise harikaydi. Simdi ondan beklenen hücum setlerinde beraber oynayacagi arkadaslarinin uyumunu çabuklastirmasi. Kaptanin elini dümenden çekmemesi lazim bugünlerde..
*Omurlarda kayma

2 yorum:

köşeli dedi ki...

jo haberini almadan yazmışsın belliki.. jo en az üç hafta sahalardan uzakmış.. bu sağlık kuruluna bu siteden üç kere sövdüm bu dört,, daha da çok sövecekmişim gibi geliyor.. hoş sağlık kurulu dışında suçlu bulamıyorum,, dünyanın en iyi kenar yönetimlerinden biri takıma fazla mı yükleme yapıyor? sanmıyorum, çünkü feldkamp gibi klasik bir alman disiplininden skibbe'yle kolej havasına geçti -ki takıma sorsanız kimse gitmesini istemezdi-, rijkaard ında bunu değiştirdiğini sanmıyorum.. velhasıl antalyalı sedat -bunun bi de i.güldüren versiyonu var ki çıldırtır adamı- gibilere de burdan en içten dileklerimizi yollayıp, asıl faturayı sağlık kurulumuza çıkartıyorum!
ayhan'dan kurtulmamız gerektiğini çok uzun zamandır söylüyorduk zaten.. ümidimiz yabancıların hepsinin tutması, bonservislerini alabilmemiz,, franco ve ayhan gibileri def edip göbeğe şöyle top kullanabilen bir dmc almamız,,

Adsız dedi ki...

al al manyağı olduk, bi eldeki performans artırsın..1-2 maçlık iş deil..senç bro, hoca antalya maçından çok h.sonunu düşünüo..rahat ol...kadro dağınıktı zaten, o kadar bozulmana neden olacak bi durum yokk..

KinG