17 Nisan 2009 Cuma

sürgündeki kapalı..


1998-1999 sezonunda açığa gönderilmişti UltrAslan ve açık tribünde "Sürgündeki Kapalı" pankartını asmıştı. Çok uzun süre yönetimle mücadele etti ve takiben Kapalı'sını geri aldı. O sene tribünlerin uyumsuzluğu çok belirgindi. Kapalı, hem kapasitesi hem konumuyla kesinlikle çok daha etkili bir noktaydı. Bugün, yani ilk Kapalı biletimi almadan hemen önceki gün UltrAslan'ın yeni reisi Sebahattin Şirin'in aşağıdaki açıklamasını gördüm:

"Öncelikle ultrAslan’ı benimsiyen bütün Galatasaray’lılara saygilarımı sunarım.Bu kararı almadan önce çok düşündük. Sonunda Galatasaray’ımıza daha faydalı olabilmek ve taraftar ruhunu tribünlere daha iyi yansıtabilmek için Eski Açığa geçmeyi uygun bulduk.Bunun sebeplerini soruyursunuz.

Sebepleri çoktur...Bunlardan bir tanesi maç içerisinde her tribünden gelen değişik değişik seslerin sahaya yansıması ve takımımızın olumsuz etkilenmesi. Tribünlerin tek ses ve tek yürek olabilmesi için, Eski Açıkta bulunmamızı daha uygun bulduk.Son oynanan fenerbahçe maçında herşey netleşmiştir.

Sizlerden ricamız; Kulubümüze Eski Açığın üstünün kapanması için faks yağmuruna tutmanızdır.Ayrıca Eski açığa kombine alacak kardeşlerimizin, seyir değil de taraftarlık ruhunu benimsemiş olmalarını ve bu şekilde kart almasını istiyor ve rica ediyoruz.

Saygılarımla

Sebahattin ŞİRİN! "


Bir reisten çok bir tribün lideri, bir kapalı ağabeyi olan Alpaslan Dikmen'in vefatından sonra UltrAslan reisi olan nam-ı diğer Sebo Reis; her maç karşılıklı küfredilen gerekirse kavga edilen Genç Fenerbahçeliler'in lideri Sefa Reis ile umreye gitmesiyle medyada adını duyurmuştu bu sene. Ben bu kararın onun tarafından alındığına inanmıyorum. Bence Kapalı tribünde estirilen terör ve gelen şikayetler (bu da başka bir yazının konusu olsun) üzerine tayfa zorunlu olarak yönetim baskısıyla açık tribüne kaydırılmıştır. Zaten açıklamada yazan sebep olan tribünlerin tek ses tek yürek olması fikri her tribünde liderlerin olması ve bunların ortak bir tribün tarafından yönlendirilmesiyle olabilir ancak. Yani herkesi eski açık'a toplayarak, Kapalı'yı her türlü oluşumdan bağımsız, paralı insanlara bırakmak böyle bir hareketin parçası olamaz. Kapalı'nın yıllardır bilet alan, birbirini tanıyan kemik bir tayfası var bir şekilde. Bu yüzden UltrAslan'ın oradan çekilmesinin etkisi GFB'nin Migros tarafına hapsedilmesiyle aynı etkiyi yaratmayacaktır. Muhakkak ses kısılacaktır biraz ama insanların bilet yerlerine oturabileceği, tartaklanmayacağı ve buna rağmen Galatasaray için bağırmaktan geri kalmayacağı bir tribün fikri daha iyi bile geliyor kulağa. Eski Açık'ın üstünün kapanması dileği ise yönetim tarafından gerçekleştirilmesini beklemediğim bir talep olacaktır. Umarım yanılırım bu konuda.

Bir başka nokta da şu ki, tüm atkıların kaldırıldığı ya da bayrak şovların yapıldığı zamanlar yeni açık ya da kapalıyı izlemek keyif verirken eski açıkı izlemek hiçbir zaman aynı keyfi vermemiştir bana. Naparsak yapalım biraz mat duracaktır kanımca.

Bu arada Aslantepe'ye geçildiğinde zaten kale arkasına gidecekti UltrAslan ve büyük ihtimalle CurvAslan pankartları görmeye başlayacağız yavaştan. Ama bence erken oldu bu geçiş, zira 50.000 kişilik bir stadın açığını yönetmek kapalısını yönetmekten daha kolay ve mantıklı olabilir ama Ali Sami Yen'de bir sene daha sabredilmeliydi.

Bu arada UltrAslan ve benzeri forumlarda yorumlara bakındım biraz. Kimileri sorguluyor çok doğal olarak bu kararı kimileri ise onları dövmeye niyetli, "reis dedikten sonra sana söz düşmez" zihniyetinde. Mümkünse ilki Kapalı'dan alsın bu sene ikincisi eski açıka bile gitmesin gerekirse..
1- Cigo, 2- w.t., 3-Perek??

5 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Fener'de de maraton'un yıllardır bilet alan, birbirini tanıyan kemik bir tayfası vardı ama sonuç hüsran oldu.

Adsız dedi ki...

Ali Sami Yen Kapalısı, hayatın tam ortası !

Adsız dedi ki...

Yüreğin varsa bunları Sebo Reis'in suratına söyle!!!!

Adsız dedi ki...

yazık.