3 Haziran 2008 Salı

grup d; 3 yarı final adayı, 1 de sıkıcı...

Turnuvada en merakla beklediğim takımların 3'ünün, en sıkıcı takımla aynı gruba koyulduğu, turnuvanın en sıkıcı 2. maçının olmasını beklediğim grup (1. Almanya - Polonya, 2. Rusya - Yunanistan) olan d grubu malesef benim için eski dostlarla buluşmak ve sürpriz hayalleri kurmaktan öteye gidemiyor.






Takımlara gelecek olursak;

En sıkıcı olanı tabii ki Yunanistan.. Otto'nun catenaccio'cu agır savunmacı ekibi, oyun sistemlerinin çözülmesi ve de sistemin anahtar oyuncuları Basinas, Giannakopoulos ve Karagounis'in 2004 performansını bir daha yakalayamamalarının da etkisiyle, sadece oyunu çirkinleştiren (tabi bizce) ve artık sürpriz yapacak mecali bile olmayan bi takımı ifade ediyor.

Rusya ise Putin'le yeniden yükselişe geçen kızıl hayallerin estirdiği nostaljik CCCP yazılı kırmızı formaların hatırımda kalmış güzellikleri, Oleg Salenko'nun gol krallığı, Lev Yashin'in uzayan ellerinden sonra yıllardır uzak kaldığı Avrupa futbol arenasına tekrar dönüşünü kutluyor. Arshavin'li Zenith Petersburg'un Bayern'i 5'lemesi, grupta İngiltere'yi Spartak Moskova'nın yıldız golcüsü Pavlyuchenko'nun golüyle yenmeleri gibi başarılar ise, Hatayspor'u Türkiye Kupası finaline taşıyabilecek turnuva dahisi Guus Hiddink'in ellerindeki takımı Euro 2008'in sürpriz ekibi olmamaları için hiçbir sebep olmadığına inandırmaya yetiyor.

Ravelli-Brolin-Dahlin-Andersson 4'lüsüyle elde edilen lanetli Dünya Kupası 3.lüğünden sonra (ondan sonraki Avrupa Şampiyonası'na katılamamışlardı ki aynısı Türkiye'nin de başına gelmişti, ve keza 98'in üçüncüsü Hırvatistan'ın) bir türlü Avrupa'nın korkulan takımlarından olamayan Absolutçüler, arkada takıma hükmedebilecek yeni Juventuslu Mellberg, ortada sakatlıktan çıkar çıkmaz golünü çakan Linderoth, Lyon'un bu seneki yıldızlarından Kim Kallstrom, Premier Lig'den gelen hızlı kanatları Wilhelmsson ve Ljungberg ile Sarı Drogba diyebileceğimiz 2 sezon öncesinin Fransa gol kralı Elmander ve tabiki Roberto Carlos'u Milano'da rezil eden Zlatan ile gruptan çıkarlarsa diğer turlarda da etkili olabileceklerine inandığım ekiplerin başında geliyor.

Prenssiz İspanya ise Dünya Kupası'nda Villa,Torres ve Raul üçlüsünü kesmemek için mecburi 4-3-3 (wingerlarla değil, bildiğin 3 forvet işte) uygulamasını, yedekte oturtmayı göze alamayacağı oyuncuyu kadroya almayarak 2'li forvet ve daha dengeli bir takıma dönüştürmeyi düşündüğünü tahmin ettiğim Aragones'in bu sefer başarılı olmasını dileyen milyonlarca futbolseverin dualarıyla yine turnuvanın önemli ekiplerinden biri olmayı sürdürecektir.
Tahmini 11'im şöyle: Casillas-Ramos-Puyol-Marchena-Arbeloa-Fabregas-Iniesta-Xavi-David Silva-David Villa ve Fernando Torres'li 3 orta sahalı 4-3-1-2.

Kağıt üzerinde yine harika görünen İspanya'da gerçek olan şu ki;

Eğer turnuva yine hayal kırıklığı yaratırsa, Aragones Kral çarpmış Ersun'dan beter olur..

2 yorum:

wasted times dedi ki...

"turnuvada herhangi bir maçı en sıkıcı maç olacak 2-3 takım say" deseniz, biri almanya olur derim..2006'da dünya kupasının en hızlı maçlarını oynayan takımdan bahsediyoruz..

mesela bence, bi italya-fransa maçı sıkıcı olmaya daha fazla adaydır. e tabi sıkıcılıktan kasıt yıldız futbolcu kıtlığı filansa konu değişir..o zaman da misal avusturya-polonya maçı feci sıkıcı bi maç olma adayı olur :)

wasted times dedi ki...

pardon, ilk cümlemde en sıkıcı maç olMAyacak 2-3 takım demek istemiştim..