Türkiye'ye gelmiş yabancı oyunculardan, hele ki kariyerli yabancı oyunculardan çok azı futbol hayatlarından sonra da bizden biriymiş gibi gelmiştir. Bunların başında elbette Pascal gelir. Ama Hagi'nin Galatasaraylılar, Van Hooijdonk'un Fenerbahçeliler için yabancı olmadığı da aşikar. Hani Pascal deliydi, Hagi zaten Karadeniz çocuğu da Van Hooijdonk nasıl ısındı bu kadar çabuk bu topraklara.
Bu adamın bu memleket ile bu kadar uyumlu olabilmesinin ardında illa ki oryantal genleri yatıyor. Genelde Hollandalı siyahi futbolcuların Afrika kökenli oldukları aşikardır zaten. İsimleri de kendini ele verir çoğu zaman, Rijkaard'ın Surinam dilinde "zengin çocuk" anlamına gelmesi gibi. Ama Petrus Ferdinandus Johannes van Hooijdonk, bizim bildiğimiz adıyla Pierre van Hooijdonk, ismine bakılırsa hele ki adının önündeki "van" ekiyle bembeyaz bir Hollandalı ismine sahip. Bunun arkasında saklanan gerçek ise Pierre'in babasının aslında Faslı olması. Ama annesi daha hamileyken, Fas'tan Hollanda'ya dönüp orada bir Hollandalı ile evlenmiş ve Pierre öz babasının Hollandalı olduğunu düşünmüş. Belki annesi Fas'ta yaşamaya devam etse 1998 Dünya Kupası'nda Hollanda formasıyla gol atmasına rağmen eleyemediği Brezilya'yı daha turnuvanın ilk maçında Mustapha Hadji'nin asistleriyle devirecekti. Belki de halamın kramponu olsa Cristiano Ronaldo..
teşekkürler dennis
2 yorum:
Herşeye rağmen seviyorduk onu :)
siyahi hollandalılar afrika asıllı mı=)
ThePLAYER
Yorum Gönder