14 Ağustos 2008 Perşembe

kolay mı, zor mu?


"böyle maçlarda 0-0 her zaman 1-1'den iyidir" dedik, maç 2-2 bitti..skibbe hazırlık kampının çalışkanı emre aşık'ı ilk 11'le ödüllendirmeyi düşünmüş olacak ki, maça emre-servet tandemi ile başladı. meira'yı da ortada topal'ın yanında oynatarak, galatasaray'ın gerets'le kazandığı ve geçen sene kalli ile zirvesine ulaştığı hücum futbolu karakterinden -en azından bu maçlık- vazgeçmiş olduğunu gösterdi.

kabul edelim ki, beklerin hatta stoperlerin sık sık ileri çıktığı, topyekün hucüma dayanan geçen yılki "kaos" futboluyla, avrupa'da başarılı olmak mantıkdışıydı.. acı örneklerini geçen sene de gördük ondan önce de..buraya kadar diyecek bi şey yok..ama maça inanılmaz bi kaleci hatasıyla başlanınca durum değişiyor..

aykut, daha 5. dakikada steuau'ya güzel bi ikramda bulundu..bu dakikadan sonra da zaten kontrol futbolu anlamsızlaştı..meira ile topal ilk yarının ortalarına kadar birbirlerine ve defansa çok fazla yakın oynadılar. böyle olunca top da ileri taşınamadı. arda'nın önünü çok sağlam kademelerle kapattı bükreş..boşluk vermediler..hasan için bi şey yazmak istemiyorum çünkü maç içinde yaptığı herşey anlamsızdı..skibbe bu tabloyu sadece seyretti..

barış-topal değişikliği, barış topal'a göre rakip yarısahada daha çok gezen bir oyuncu olduğu için, galatasaray'ın ikinci yarıdaki oyununa "gıdım"lık katkı yaptı..nonda'nın golleri takımı biraz hareketlendirse de, hucüm anlamında momentum bir türlü sağlanamadı...balta ve emre güngör arda ve hasan'dan defansif destek alamadıkları için alanlarını bırakıp hücuma çıkmadılar..bekler ile önlerindekiler arasındaki mesafe, 90 dakikanın büyük bölümünde, 50 metreden fazlaydı..bu hücum yapmak isteyen bir takım için intihar demektir ama skibbe bunu da göremedi...

bükreşliler lincoln'ü de, hakemin çaldığı ya da çalmadığı faullerle kolaylıkla yıldırdılar..böylelikle galatasaray'ın bütün skor opsiyonları tıkandı, ortada ne oynadığının farkında olmayan, karakterini kaybetmiş bir takım kaldı...

şimdi turu geçmek için ya 2'den fazla gol atıp yenilmemek ya da mutlaka yenmek gerekiyor..

galatasaray'ın potansiyelini düşününce, zor mu?

değil...

bu geceki tabloyu düşününce, kolay mı?

o da değil...

adf

9 yorum:

Barizzio dedi ki...

Vallahi ne desem boş!
Anlamadığım, dün gece ben mi çok tribün gazındaydım, yoksa hakem gerçekten içine etti mi maçın?
Galatasaraylı oyuncuları tebrik ediyorum, hakemle oynamak seyircinin işidir, futbolcunun değil. Dün gece bunu çok iyi uyguladılar.
Fotoğrafı da post ettik, pişman olmayız inşallah :)

mehmet erdem perek dedi ki...

Almanya'da yeni akım vardır nedir, stoperlerden ön libero heykeli yapalım diye. antep maçında kalli servet'i atmıştı öne, şimdi de skibbe meria'yı.
ilk dizilişte yanlışı anlarım da,devre arasında çıkması gereken emre aşık ya da meira olmalıydı. takım düştü son yarım saat.
zamannında kalli ateşe atmıştı, ama lütfen galatasarayı skibbe atmasın!(cümle düzgün hocam lütfen :))
ps:sarı kırmızı herkese de yakışıyor mu ne barizzio?

Barizzio dedi ki...

Hocam ilk elin günahı olmaz derler. O misal, adam henüz yargılanmamalı bence.
Taktiksel çöküş, yanlış kadro tercihleri konusunda mutabıkım, zamanla anlayacaktır bence.
ps: sen bi de bunları siyah beyaz formayla göreceksin, 2 hafta sonra inönüdeyiz, bekleriz.

wasted times dedi ki...

ayhan gibi bir oyuncuyu 90 dakika kenarda tutmanın mantıksızlığını da söylemeli..

Adsız dedi ki...

o ne yahu siz taraftarcılık oynuyorsunuz resmen.

Adsız dedi ki...

https://www.blogger.com/comment.g?blogID=6730086865777036729&postID=1960221372729461585&isPopup=true

buarada yeni cezayayi blog fotosu cok basarili tebrikler

trapano

Al lee dedi ki...

trapano haklı çıkacak diye ödüm kopuyo ama Fatih Terim'in ilk haftaları hele TSYD kupasında fenerden 3 BJK'dan 4 yediğini akla getirince ilk haftalar çok da ölçü olamaz diyor kendimi avutuyorum :(

Taraftarcılık olayına gelince, FB forması giyip Saraçoğlu'na gidemem belki bünyem kaldırmaz ama Beşiktaş forması giyip İnönü'de yerimi zevkle alırım barizzio'nun yanında. Ligtv'den maçları izleyip bizim tribün şöyle güzel sizinki şöyle kötü diye sövmek yerine o atmosfere girmek, beşiktaşlıyı anlamak düşüncesi bile beni heyecanlandırıyor.

wasted times dedi ki...

bence, skibbe'nin maça başladığı kadrodan çok maç içerisinde hamle sıkıntısı yaşaması tartışılmalı..

"ben burdayım" dedirtecek bi tane bile hamlesi olmadı..

hagi'yi oyuna çok karışıyor, gerets'i çok erken hamle yapıyor diye eleştiriyorduk, skibbe'yi de çok sakin, sabırlı diyecek miyiz acaba?

ben teknik direktörlerin oyuna katılmasından hoşlanan bi futbolseverim..çünkü futbol ancak o zaman santrançlaşıyor ve satrançlaştığında daha keyifli oluyor...

ayrıca bu bloğun başına geçtiğimizde taraftar değiliz(m)..o sadece bi fotodur, güzeldir, oraya konmuştur..

Barizzio dedi ki...

Wasted'ın son paragrafının son kısımlarını anlamadıysam da, bir şeyler eklemek isterim.
Herkes taraftardır. Bizler de hepimiz taraftarız.
Ama klavye başında taraftar forumu kimliğimizden sıyrıldığımızın güvencesini verebilirim.
Yazdıklarımız, yazacaklarımızın teminatıdır.
Burada kimse bir Ercan Saatçi, ya da Hıncal Uluç gibi (tarzları farklıdır ama amaçları aynıdır) iki renkli gözlüklerle yazı yazmaz. Buradaki herkesin gözlükleri Siyah, Beyaz, Sarı, Kırmızı ve Lacivert renkleri görebilmektedir.