27 Şubat 2011 Pazar

Kurtuluş Yekta'dır, Serkan değildir


Bugüne kadar hep böyle batıyoruz gibi görünse de çıkışa aslında ne kadar yakın olduğumuzu vurgulamaya çalıştım. Bugün ise durum farklı, teşhisim farklı, önerim başlıkta ama nedeni aşağıda.

Galatasaray'ın bugünkü en büyük problemi yönetilemeyişidir diyoruz ya hep bu yazıda yönetilemeyişin ne olduğunu kısa kısa açıklamaya çalışalım.

1. Basiretli ve dirayetli bir yönetim olmadığı ve Florya tam bir dedikodu bahçesi olduğu için doğru veya yanlış (ki bence ne yazık ki doğru) futbolcuların çoğu sene sonunda Hagi'nin gidecek olacağını düşünüyor. Sene sonunda Hagi'nin kalacağını düşünmeyen futbolcu ise kendini ona beğendirme veya güvenini kazanmak pahasına sakat sakat oynama ihtiyacı hissetmiyor. Hagi bu durumun farkında olduğu için özellikle tetikçi basına karşı daha fazla bileniyor. Hagi'nin gideceğine olan genel kanıyı Misimoviç'in menajerinin basına verdiği demeçlerden takip edebilirsiniz. Ben ise farklı kaynaklardan bunu öğrendim diyelim.

Benzer durumun etkisini Schuster üzerinden Beşiktaş'ta da görebilirsiniz. Schuster'in gideceğine dair kamuoyu güçlenince maçlarda sarf edilen efor ve istekliliğin nasıl düştüğü oldukça açık kanımca.

2. Her ne kadar Hakan Şükür ve çetesinin kulüpte yabancı futbolcu barındırmama çabası, kendilerinden olmayanları dışlaması gibi durumlarından tiksinmiş dahi olsam, Nuri Şahin'in de vurguladığı gibi takıma liderlik ettikleri çok açık bir gerçekti. Bugünkü duruma bakarsak eskiden yabancılar, yerliler gibi 2 gruptan bahsedebilirken şu anda 18 kişilik kadroda 12 ayrı grup bile oluşturabilir bir durumda takım. Yerliler sürekli olarak yabancıların sakatlıklarını ve aldıkları parayı dillerine dolamış durumdalar. Ayrıca taraftarın Harry Kewell, Milan Baros sevgisi bütün yerli futbolcuları tabiri caizse ifrit ediyor.Yerliler dediğin Arda-Sabri ve diğerleri olarak ayrılmış durumda. Arda takıma liderlik yapmak bir yana 2 senedir gösteremediği performans/popülarite dengesizliğinden ötürü diğer yerli futbolcular tarafından ciddi anlamda sevilmiyor. Abiliği falan geçtim sevilmeyen takım kaptanından bahsediyorum.

3. Takımdaki hemen hemen bütün futbolcuların tek derdi sözleşmeleri. Takım içerisinden en az 8-9 futbolcunun sözleşmesinin yenilenmeyeceği konuşuluyor. Bu futbolcuların hepsi bir yandan Galatasaray'ın ezeli rakipleri başta olmak üzere kulüp arıyor bir yandan da sözleşmesini uzattırmak için performans artırmaya çalışmak yerine takım içerisinde kulislerini güçlendirmeye çalışıyor.

4. 2. maddede bahsettiğim liderlik olmayınca ve 1. maddede bahsettiğim teknik direktöre saygı kalmayınca çoğunluğu ilkokul seviyesindeki bir çocuğun genel kültürünün ve cehaletinin ötesinde olmayan ve kendini geliştirmek için herhangi bir ihtiyaç hissetmeyen bu futbolcu güruhu böyle dağılan bir takım oluyor.

Bu noktada öncelikle hatta mümkünse bu yazı yazılmasını bitirmeden Adnan Sezgin gibi bu durumun oluşmasında başrol oynayan karakterin kulüpten uzaklaştırılması ve gerçek anlamda kaliteye önem veren ve Galatasaray değerlerine haiz bir insanın görev alması gerekmektedir. Burada adayım Lütfi Arıboğan ya da bir başkası olabilir.

Bir sonraki adımda da Galatasaray futbolcu kalitesinin Yekta Kurtuluş seviyesine çıkarılmasıdır. Burada futbolcu kalitesi belli düzeyde teknik kapasiteyi ifade ederken daha çok oturmuş karakter ve düşünebilme kapasitesini ifade etmektedir.

Hagi ise bu karakterin oturması için vazgeçilmez yapı taşıdır. Tugay-Hagi ikilisi yaptıkları, yapabilecekleri bütün taktiksel hatalara rağmen Galatasaray'ın başında kalmalı, onlara karşı yapılan her türlü futbolcu/yönetici/medya yanlış en sert şekliyle tepki almalıdır.

Bunlar benim nacizane fikirlerim. İBB maçı ne olmuş ne olmamış çoktan geçmiş olmak ve biraz daha büyük resme odaklanmak lazım.

1 yorum:

orkuns dedi ki...

Bu Hagiden hala ümitliysen vallahi bravo sana