
Aslında sene başlarında Beşiktaş'ın kebap avrupa maçlarına gitmeyi çok severim. Tribünler rahat olduğu için 90 dakika şov yapar, stres azır, tam bana göredir bu maçlar. Ama bu kez iyiden tembelliğe vurup evde seyrettim maçı.
Beşiktaş hazır takım görüntüsü tabii ki vermedi. Nasıl versin, daha en flaş transfer forma giymemiş, herkesin aklında "acaba beni mi kesecek" sorusu var, bi dolu rotasyon fikri, yabancı sınırı derken kimsenin aklı tam olarak dünkü maçta değildi. Ama senenin başında önemli ipuçları verdi dün Beşiktaş.
Öncelikle 5 adamla hücum edeceğini gösterdi. Van Hoojdonk dönemi 4-1-5'ine benzer bir görünümle. Gariban Aurelio'nun bu takıma yansıması ise tabii ki Ernst olacak. Ama Mehmet'in çektiği kadar yük çeker mi, kefil olamıyorum.
İkincisi, takım "pas kültürü"ne alışacak, alışmaya çalışacak. Hücum setlerinde ve savunmadan çıkışlarda Schuster etkisi hemen gözlemlenebiliyor. Takım bir oyuncuyu bulup onun 47 metre deparıyla değil, çapraz paslarla ileri doğru yöneliyor, önü tıkandığında arka çaprazdaki oyunculardan tekrar rota çizmeyi akıl edebiliyor artık. Beşiktaşlıların görmeye çok alışkın olduğu bir husus değildir.
Quaresma'nın, ilk maç gazı olmadığı varsayımıyla, takıma çok şey katacağı ortada. Takımın topu atıp rahatlayabileceği bir adamın sol kanatta durması da alışılmadık bir durum. Topu her aldığında, çok güçlü bir direnç görmemiş de olsa, takımın rakip kaleye ölümcül bir pozisyon yaratma ihtimali doğuyor.
Dediğim gibi, Hilbert ve Guti de eklemlenince muhtemelen her maç alakasız bir 11 göreceğiz, Ağustos ortasına kadar doğruyu bulmak için epey bi puzzle çözecek gibi görünüyor Schuster.