28 Nisan 2008 Pazartesi

kaldıramadılar..

2001'de tarihinin en iyi kadrosuna sahip galatasaray sezonu kupasız kapatmıştı..hüzünlü biten fantastik bir şampiyonlar ligi macerası, türkiye kupası ve nihayetinde ali sami yen'in soyunma odasında uçuşan kramponlarla birlikte kayıp giden bir şampiyonluk..

şimdi aynı akıbeti ezeli rakip de yaşamak üzere..türkiye kupasına giden yolu tıkayan "güç", dün gece şampiyonluk için de "izin yok" dedi..


şampiyonlar liginde de çekirge zaten 2 kere zıplayabilmişti...

25 Nisan 2008 Cuma

panenka, deliler ve dahiler

ilkini antonin panenka 76 dünya kupası finalinde Batı Almanya'ya karşı atmıştı..sonra bu riskli vuruş tarzına panenka denildi..pele'nin bu vuruş için "bunu ya bir deli yapar ya da bir dahi" demişliği bile vardır...

2006'da almanya'daki finalde zidane dahiliğini bi de bu tarzı deneyerek gösterdi..ülkemiz sınırlarında da gençlerbirliği'nden tolga beşiktaş'lı fevzi'yi yine aynı vuruşla avlayarak "dahilik" mi "delilik" mi dedirtti..


ama kabul etmek gerekir ki hiç kimse francesco totti kadar deliliğin sınırlarında gezemedi..


totti'den "dahi"ce bi panenka için şöyle;

ve yine totti'den "deli"ce bi penaltı için şöyle buyrun;

24 Nisan 2008 Perşembe

izmir belediye isteriz...

haftanın güldürürken düşündüreni radyodan istanbul belediye-ankara belediye maçını sunan tansu polatkan..olimpiyat stadındaki 150 kişiyi "bir belediye otobüsü dolusu ibb taraftarıyla bir belediye otobüsü dolusu ankaraspor taraftarı" diye tanımlıyor üstat..

taraftarsız takımlara mı yanalım, 80 bin kişilik stadın düştüğü komik durumlara mı yanalım yoksa bize elektrik, yol, su olarak dönmesini beklediğimiz
vergilerin ibrahim akın, emre aşık olarak geri dönmesine mi?

sahi izmir büyükşehir belediye diye bir takım da var mı?

Savunma da sanattır...


hıncal abi değerlendirse kesin "korkak ferguson, yarısahasından dışarı çıkmadı" derdi ama age camp nou' daki güzel geceyi cristiano ronaldo'nun dilinden özetliyor;

"kalemizi olması gerektiği gibi savunduk"

Nereye kadar?

Lucescu' dan sonra herşey defalarca değişti..

malzemeciler, doktorlar, sekreterler, top toplayıcılar...

bosque'yi, rıza' yı, tigana'yı geçtim, antrenman sahası bile değişti..aynı şekilde kaleciler, kalecilerin önündeki 4'lüler, 3'lüler, ortanın önündekiler, onların da önündekiler..

hepsi değiştiler, değişiyorlar..hızla ve durmadan..

ama iki şey hiç değişmiyor; tesisleri basan taraftarlar ve artık tüpçülükle daha çok ilgilenmesi gerektiğini farkedemeyen başkan..